Examples of using "지역을" in a sentence and their turkish translations:
ilaç eksikliği yaşayan yerleri gösteriyor.
Bu şekilde, hastalık yerlerini belirliyoruz.
Çoğu, yapılaşmış alanlardan uzak duruyor.
Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,
Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?
Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.