Translation of "빠르게" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "빠르게" in a sentence and their turkish translations:

빠르게 재정의합니다.

tetiği çekenlere destek oldular.

기술이 빠르게 도약할수록

Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken

‎번개처럼 빠르게 공격하더군요

Şimşek gibi hızlı darbeler.

세계는 빠르게 변화하고 있습니다.

Kısacası, dünyamız hızla değişti.

아주 빠르게 변화하고 있습니다.

öylesine hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz ki.

‎어둠이 내릴 때만큼 빠르게

Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...

빠르게 분해되지 않은 탄소는

Hızlı ayrıştırılamadığı için de

우리는 빠르게 할 수 있습니다.

Çok hızlı tarama yapıyoruz.

분명히 빠르게 성장하려 하고 있어요.

çabucak büyümeye çalışıyor.

저는 무너지기 시작했고 빠르게 고립됐어요.

Hızlı bir şekilde dönüş yaşamaya, izole olmaya başladım.

하지만 나폴레옹이 폭풍같이 빠르게 대응했다.

O sırada Napolyon cevaben fırtına boyutunda hareketlilik gösterdi

그래서 기술이 계속 더 빠르게 발전할수록

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

빛이 얼마나 빠르게 움직이는지 예시를 보여드릴게요.

Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,

이는 빠르게 소모되고 있고, 정부가 그것을

gelecek nesilleri beslemeleri için korumak yerine,

미국 역사상 어느 때 보다 빠르게

İşletmeler, milyonlarca çalışanı Amerikan tarihinde görülmemiş hızda,

‎도시는 지구에서 가장 빠르게 ‎확장되고 있는 서식지죠

Şehirler, Dünya'nın en hızlı büyüyen habitatları.

만약 저 암흑물질 입자들이 정말 빠르게 움직인다면,

Eğer bu parçacıklar hızlı ilerliyorsa

가차없는 행진으로 병사와 말들이 빠르게 지치기 시작했다.

Dinlenmeden yürüme kısa sürede etkisini göstermeye başlamıştı.

음속의 속도보다 3배나 더 빠르게 움직일 수 있는

onu ses hızından üç kat hızlı koşan

이 지역을 빠르게 훑어볼 수단을 제공해줄 수 있겠나?

Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?

다음으로, 저는 가능한 빠르게 실제 만남을 갖고 싶었습니다.

Sonra, gerçek hayatta mümkün olduğu kadar hızlı tanışmak istedim,

목표가 명확해서, 설정할 수 조차 없이 너무 빠르게 지나가버립니다.

Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.

빠르게 움직이고 현명하게 결정하지 않으면 오래 버틸 수 없습니다

ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.

산발적으로 테러가 벌어졌지만, 러시아는 유럽에서 가장 빠르게 경제가 성장했다.

Sporadik terör eylemlerine rağmen, Rusya şimdi Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisine sahipti.

따라서 해독제를 찾아서 무사히 옮기려면 동쪽으로 빠르게 움직여야 할 겁니다

Panzehiri güvenli şekilde almak için doğuya gitmeli ve hızlıca ilerlemeliyiz.

황제는 블뤼허의 군대 일부를 가둬놓은 후 격멸하기 위해 빠르게 진군했다.

İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.

하지만 그는 빠르게 남쪽으로 행진하고 Agis를 만났습니다. 메갈로 폴리스 근처의 전투에서

Ama hızla güneye doğru yürüdü ... ve Agis ile tanıştı. Megalopolis kenti yakınlarındaki savaşta.

‎밤이 빠르게 다가오고 있기에 ‎이 거대한 철새 떼는 ‎잠잘 곳을 찾아야 합니다

Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.