Examples of using "부족한" in a sentence and their turkish translations:
Bu yüzden niteliksiz öğretmenler,
Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,
ilaç eksikliği yaşayan yerleri gösteriyor.
Kısıtlı vejetaryen diyetlerine hayati mineraller ekliyorlar.
Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.
halk sağlık hizmetlerinin gerilemesi,
Suyun çok az olduğu Batı Teksas'ta yaşıyorum.