Examples of using "없었던" in a sentence and their turkish translations:
ve beni istisnasız her gün etkilemeye devam eden bir şey varsa,
Kampüste de işler o kadar iyi değildi.
Kötü şans ya da bağışlanabilir bir hata için cezalandırılmayacaklardı.
bu da, üniversitedeki derslerimden hiçbirinde öğrenmediğim bir şey.
Yine de 1811'de toplanmaya başladı. Avrupa'nın gördüğü en büyük ordu…