Examples of using "없었고" in a sentence and their turkish translations:
Onların okula gitme fırsatları olmadı,
bir kanıtımız yoktu.
Zorluklarla karşılaşmadıkları sürece öğrenemezlerdi.
Okulların sıraları yoktu ve çocukların çoğu besinini
Atın üzerinde dik duramadım,
Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.
ama bir banyo yürüyüşü olmaması benim için üzücüydü.