Examples of using "어려울" in a sentence and their turkish translations:
Bu da zor, hem de çok zor olabiliyor.
propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek