Translation of "그들은" in Turkish

0.029 sec.

Examples of using "그들은" in a sentence and their turkish translations:

그들은 성인입니다.

Onlar yetişkinler.

총체적으로 그들은

Birlikte milyonlarca dolarlık değer yarattılar,

그들은 공동체의 치료자였으며

Bitkilerde ve ilahi irfanda uzmanlaşmış

그들은 이렇게 말하셨죠.

Dediler ki,

그들은 이렇게 말씀하셨어요.

Dediler ki,

그리고 그들은 실행했습니다.

Öğrendiler de.

그들은 증오감이 가득합니다.

Nefret dolu olan onlar.

그들은 후퇴하기 시작했다.

Geri çekilmeye başladılar.

그들은 빈곤층의 아이들입니다.

Onlar fakir ailelerin çocukları.

그들은 스스로에게 친절하지 않아요.

Kendilerine nazik davranmazlar.

그들은 저에게 계속해서 거절했습니다.

Peşpeşe bana hayır dediler tabii ki.

그래서 그들은 안된다고 말했고,

Ve tabii hayır dediler,

그들은 주로 이렇게 말하죠,

Genelde söyledikler şey,

하지만 그들은 열심히 노력했습니다

Ama, onlar da olanca gayretleriyle azmetmişlerdi.

그들은 꽤 비슷해 보입니다.

ve hepsi hemen hemen aynı görünüyor.

그들은 어디에 관심이 있습니까?

Neye önem veriyorlar, fikriniz var mı?

그들은 누구와도 공통점을 찾아내며,

herkesle ortak nokta bulabilirler,

그들은 묻습니다. 내게 성이란?

Soruyorlar: Cinsellik benim için nedir?

그들은 그것을 풀기 바빠지겠죠.

çözmekle meşgul olurlar.

그들은 중력을 거역하고 있습니다.

Yani, yerçekimi kuvvetine karşı koyuyorlar.

그들은 셰릴을 칸으로 보냈을까요?

Sherly'i Cannes'a uçuruyor olurlar mıydı?

그들은 불안을 느끼지 않고 있었습니다.

anksiyetelerinin olmadığını gördük.

그들은 여전히 사람에 의해 만들어지지만,

Hâlâ insanlar tarafından yaratılıyorlar

그들은 질문에 대답할 수 있어요.

Soruyu cevaplayabilirler.

대체 그들은 뭘 배우고 있죠?

Ne öğreniyorlar?

그들은 반드시 색출되고 없어져야 합니다.

Bu örgütler bulunmalı ve yok edilmeli.

하지만, 그들은 이를 짐작하지 못했고,

Fakat yayılacağını akıl edemediler.

그들은 제게 이런 말을 해주더군요.

ve bana şunları söylediler:

그들은 "크리스마스엔 풀려날거야" 라고 말했죠.

"Noel'e kadar buradan çıkacağız" diyorlardı.

허나 그들은 큰 낙관에 봉착했다.

Ama ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya.

그들은 우리에게 영감을 불어 넣습니다.

Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.

그들은 두 팀이 농구하는 영상을 가지고

Ellerinde basketbol oynayan iki takımın videosu vardı ve deneklerden

그들은 제 이야기를 들은 후 가르쳐주었습니다

Hikâyemi dinledikten sonra kendi hikâyelerini anlattılar.

그들은 사람에 의해 사람을 위해 만들어졌고

insanlar tarafından insanlar için yapıldı

그들은 사하라 이남의 아프리카로 직접 항해하여

Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya

왜냐면 그들은 그 세대가 실존한다고 했으니까요.

çünkü biz sesli bir şekilde jenerasyonlar gerçektir dedik.

그들은 갈수록 더 그들의 음문을 비교해요.

Gittikçe kendi dişilik organlarını

그들은 규칙을 무시하거나 왜곡하는 방식을 선택했지요.

Bunu kuralları yıkarak buldular.

그리고 그들은 경보 메세지를 보내고 있죠.

ve bunlar gelecekleri için alarm sinyalleri veriyorlar.

그들은 많은 시간을 할애하여 기적이 일어나기를

Hayatlarında ilahi müdahaleler ve mucizeler olması için

그들은 혐오스럽지만 우리는 그렇지 않다는 생각은

nefret dolu olan biz değil, onlarmış gibi...

그들은 천성적으로 천사같으며, 언제나 사랑스럽기도 하죠.

veya her zaman meleksiler ve tatlılar.

그들은 자신들의 혐의가 뭔지 몰라 혼동스럽고

Yabancıların kafaları, onlara yapılan iddiaların doğası gereği karışık,

그들은 지구상에서 가장 많이 연구된 사람들로서

Bunlar, dünyada en iyi şekilde incelenen insanlarıdır.

그들은 가장 기본적인 물리법칙으로 이루어 지는데

Ayrıca hepsi, mutfakta yumurta, çay bardakları,

그들은 2대 1의 수적 열세에 있었다.

İkiden bire sayılacaktı.

그들은 돈이 없어서, 자신들의 꿈을 위해

Paraları yoktu. Bisiklet dükkanından gelen

결국 그들은 드레퓌스의 필적을 메모의 것과 비교하여

Dreyfus'un el yazısını kâğıttakiyle karşılaştırdılar

그래서 그들은 아무 것도 바꾸려 하지 않습니다.

Birçok erkek bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyor.

그들은 이미 전 세계의 공동체를 형성하고 있습니다.

Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.

그리고 그들은 뉴욕에서 한 세기동안 자라지 않았던

Açık Bahçe isimli bir proje oluşturmam için beni davet ettiler.

그들은 거의 백 년 동안 바닷가재 수확량을

Neredeyse bir asırdır,

그들은 그들이 잡았던 것을 주의 깊게 살펴보고,

Ne yakaladıkları konusunda titizler.

그들은 몇가지 절박한 어려움에 직면하고 있음을 압니다.

Bir dizi önemli krizle yüz yüze olduklarını hissediyorlar.

여전히 풀려나지 못하자 그들은 절망하고 사기가 떨어져

ama kurtulamadıklarında kırıldılar, moralleri bozuldu

아니면 그들은 위험에 직면하길 원하지 않을지도 모르겠는데요.

Belki de daha gelişmiş ve daha düşmanca bir komşuyla

우리는 근본적으로 옳고 그들은 그렇지 않다는 생각도

Biz doğuştan iyiyiz, onlar değil,

왜냐하면 그들은 우리에게 마법같은 것을 가르쳐주기도 하고요.

çünkü onlar bize sihirli bir şeyler öğretmek için buradalar

그들은 이 거대한 실험을 엄마들을 대상으로 실행했고

Annelerle birlikte bu kapsamlı araştırmayı yürüttüler.

그들은 1958년에 태어난 수천 명의 아이들을 기록했고

1958'de doğan binlerce bebeğin,

그들은 어렸을 때 힘든 환경에서 자란 아이들이

Buna rağmen hayata zor bir başlangıç yapmış çocuklara

‎그들은 말 그대로 ‎자연 안에 살고 있었고

Resmen doğanın içindeydiler.

그들은 배움을 위해 노력해야 한다는 걸 알고,

Öğrenmek için çaba sarf etmeyi

그들은 각자 4만 개 이상의 상품을 보유하고 있습니다.

ve her birinde 40 binden fazla ürün var.

애초에 그들은 유일하게 기후 위기로부터 이득을 얻는 쪽이잖아요?

Sonuçta bu küresel krizden tek faydalananlar onlar, değil mi?

그들은 과학, 기술, 그리고 혁신을 시행함에 적합할 것이고

Bilim, teknoloji ve yeniliği uygulamak için iyi donanımlı olacaklar.

그래서 그들은 행복한 마무리 보다는 온전함을 느끼는데 집중하며

Mutlu sonla daha az ilgisi olan eylemlerle deneyler yapıyorlar --

그들은 더 교육 임무에 충실하고 교육자들을 잘 서포트해요.

daha çok misyon odaklı ve eğitimcileri daha çok destekleyen yerler olmalı.

이것을 위해, 그들은 '투사(projection)'라는 법을 썼습니다.

Bunu yapmak için, projeksiyon denilen bir işlemi kullandılar.

그들은 2도 제한 아래로 우리를 이끌어 줄만큼 야심적인 목표를

Bizi 2 derece sınırında tutacak iddialı hedefleri belirlemekte

그리고 그들은 제게 결함이 있는 모조 차량 부품들을 판매합니다.

Böylece bu sahte, kusurlu araba parçalarını satın alarak

우선 그들은 법원 수색대를 거치며 받는 몸수색에 짜증을 느끼죠.

Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.

그들은 불가리아의 플레벤에서 5개월 동안 피비린내 나는 공방전을 벌였다.

Sorna kanlı,5 ay süren, Plevne kuşatması kurdular

그들은 자랑스레 "한 10%쯤 되죠."라고 답하길 좋아합니다.

Sizlere gururla "Ortalama yüzde 10" derler.

그들은 30% 정도 더 많은 수술을 할 수 있게 되었고

çok daha az komplikasyon ile yüzde 30 oranında

그래서 그들은 알렉산더의 군대와 마주하기로 결정했습니다. 그래 니 쿠스 강.

Böylece İskender’in ordusunda yüzleşmeye karar verdiler. Granicus Nehri.

그들은 그에게 이미 전쟁에서 패했으며, 아들을 위해 퇴위해야 한다고 일렀다.

Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.

만약 그들이 열심히 일을 한다면, 그들은 언젠가 운영자가 될 것이고

birinde emekli olmaktır. Eğer sıkı çalışırsalar, yönetici bile olabilirler ve dünydaki

대부분의 베네수엘라 국민들이 찬성표를 던졌고 그들은 새로운 국가 구성 회의를 선출했습니다

Venezüellalıların çoğu evet oyu verince yeni bir Ulusal Kurucu Meclis seçimi yapıldı

적의 스커미셔 중 일부가 다가왔다. 그들은 아주 가까운 거리에서 나에게 총을 쏘았지만,

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

이런 식으로, 그들은 그들의 장점과 기술을 이용했고 게다가 이 새로운 기술로 일하는 방법도 배웠지.

olanı kullanmış oldular ve daha da önemlisi yeni bir teknolojiyi nasıl kullanacaklarını öğrendiler.