Translation of "상황을" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "상황을" in a sentence and their turkish translations:

상황을 바로 잡겠습니다.

Durumu düzelteceğim.

현실적으로 상황을 분석하고

Gerçekçi bir şekilde değerlendirme,

먼저, 상황을 좀 보죠.

Öncelikle biraz bağlam.

30년 전의 상황을 비교해보겠습니다.

30 yıl öncekilerle karşılaştıralım.

다음의 상황을 한번 상상해보세요.

Şu durumu hayal edin:

정부에선 정전 상황을 뉴스 보도하지 않습니다.

Hükümet, kesinti raporlarını haber yapmadı.

반복적으로 위험에 노출되는 상황을 재현해 봤어요.

öğrenciler testi 3 gün boyunca 12 kere aldılar.

여러분이 계단을 내려가는 상황을 생각해 보세요.

Merdivenden aceleyle indiğinizi düşünün.

하지만 곧 상황을 바꾸는 소식이 도착했다.

Ama kısa süre sonra durumu değiştiren haberler geldi kafasına.

하지만 하워드는 제게 불확실한 상황을 피하지 말고

Ama Howard beni, kendimi belirsizliğe açmaya teşvik etti,

우리는 그 이전부터 그런 상황을 알고 있었죠.

Yani bir süredir genel fikri biliyorduk.

‎우리 카메라로 상황을 보려면 ‎적외선을 이용해야 합니다

...kameralarımızın olup biteni görmesi için kızılötesi ışık gerekiyor.

매일같이 이런 끔찍한 상황을 보며 전 많이 변했습니다.

Bu dehşeti her gün yaşamak beni değiştirdi.

그 상황을 극복할 수 있도록 도와주는 실업보험이 있습니다.

işsizlik sigortası, idare edebilmeleri için onların yanındadır,

내일도 같은 결정을 해야하는 상황을 정확하게 마주치게 될 것입니다.

ve aynı kararla yarın da karşı karşıya kalacaksınız.

상황을 제대로 바라볼 수 있는 능력을 잃어버리는 것 같았죠.

Bir olayı gerçek hâliyle görme yeteneğimi kapatıyorum.

저는 이런 방법들이 상황을 피하는데 도움이 된다는 걸 알고 있었고

ve her iki seçeneğin de beni bu durumdan kurtarabileceğini bilsem de

이로 인해 누구든지 상처의 진행 상황을 모니터링 할 수 있으며,

Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve

상황을 받아들이는 것과 희망을 갖는 것 사이의 절박감을 어떻게 할 것인가?

Kabullenme ve umut arasındaki gergin problemi nasıl çözmeliyiz?

우리가 이것을 어떻게 할 수 있을까요? 이 상황을 더 수용할 수 있을까요?

nasıl başa çıkacağız? Doğayla daha uyumlu olabilir miyiz?