Translation of "빛나는" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "빛나는" in a sentence and their turkish translations:

고독하고 빛나는 하얀 늑대로 등장합니다.

bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.

우리는 별처럼 빛나는 소중한 존재도 아니며

insan olarak değerli olmadığımızı

커다랗고 빛나는 침팬지의 눈을 들여다 보았습니다.

İri ve parlak gözlerinin içine baktım

저는 빛나는 립글로스와 여성스러운 치마를 입고 싶었지만

Dudak parlatıcımı sürmeyi ve eteğimi giymeyi gerçekten istiyordum

데저트 헤어리 전갈입니다 외골격 전체가 빛나는 것 좀 보세요

Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.

‎산호만 빛나는 것이 아닙니다 ‎모든 종류의 산호초 생물이 ‎형광을 띱니다

Işıyan tek şey mercanlar da değil. Resifte yaşayan her çeşit yaratık yapıyor bunu.