Translation of "‎도시" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "‎도시" in a sentence and their turkish translations:

도시 생활은 변동적인 상황입니다.

Burada, şehircilik esnek bir durumdur.

도시 학교와 온라인으로 연결됩니다.

kentteki okullara online bağlanıyorlar.

‎쿠퍼매가 사는 도시 한가운데서요

Tam, atmacanın şehirdeki evinin orta yerinde.

이탈리아 베니스 물의 도시

Venedik, İtalya Sular üzerinde yükselen şehir

직물을 이용해 도시 전체를 만듭니다.

tüm şehri kurmak için kumaş kullanılmış.

‎하지만 이들 도시 패거리는 ‎다릅니다

Ama bu şehirli çete ayakta.

도시, 사람들, 건축은 왔다가 언젠가는 사라지지만

Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer

‎또 다른 도시 세계가 ‎깨어나는 겁니다

...şehirde farklı dünyalar canlanır.

회전문식 정의가 통하는 보통의 도시 법정이었습니다.

Standart şehir mahkemesiydi, adaletin döner kapısıyla

이 도시 모든 곳엔 테슬라가 있습니다.

Bu şehrin her yerinde Tesla'lar var.

‎육지에서 가장 큰 포유류가 ‎도시 한복판을 관통합니다

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

‎덕분에 도시 전체를 ‎마음 놓고 휘젓고 다니죠

Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.

‎인간만이 도시 환경에서 번성하는 ‎영장류가 아닌 겁니다

Şehir ortamında refah seviyesi yükselen tek primatlar biz değiliz.

표범에 대한 긍정적인 도시 괴담은 하나도 떠오르지 않네요

Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.

‎암컷 우두머리는 이러한 저주파로 ‎도시 건너편의 무리와 소통합니다

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

때문에 터키의 진보적인 도시 지역에서는 정치적 불안을 일으켰습니다

Bu, Türkiye'nin daha liberal(solcu) kesimlerinde huzursuzluk yarattı.

저는 미래의 도시 모습을 상상하는 데에 많은 시간을 보냅니다.

geleceğin şehrini resmetmek için çok zaman harcadım.

우리가 좀 더 유연한 도시 체계를 창조할 수 있을까요?

Daha yumuşak kentsel sistemler yapabilir miyiz?

건축, 도시 건축을 위해 사용한 다섯 개의 재료에 관해서요.

ne kadar çok şey öğrendiğimizi söyledim.

‎하지만 더 배짱 좋은 녀석은 ‎도시 깊은 곳으로 ‎모험을 감행합니다

Ama daha gözü pek olanlar şehrin içlerine kadar giriyor.

‎싱가포르는 현재 전 세계에서 ‎가장 야생 동물 친화적인 ‎도시 중 하나입니다

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

뭄바이 같은 도시 정글엔 쉬운 먹잇감이 있습니다 무시무시한 표범을 직접 볼 수 있는 곳이죠

Mumbai gibi kent ormanlarındaki başıboş köpek, kedi ve tavukların, yani kolay lokmaların peşinde.