Translation of "‎남은" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‎남은" in a sentence and their turkish translations:

남은 하루 동안

yanınızda taşımayı unutmayın

남은 평생을 쫓아다닐 기록이요.

sizi hayatınız boyunca takip edecek.

남은 일이라곤 공장을 철거한 뒤

Tek işleri, tesisi parçalara ayırmak

남은 절반은 열을 발생 시켜서

kalan ise ısıya dönüştürülüyor,

‎남은 조개껍데기를 버리고 ‎재빨리 사라졌죠

Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.

남은 인생 동안 뭘 하지?

Hayatımın geri kalanında ne yapacağım?

에스토니아는 독립을 이뤘지만, 남은 게 없었죠.

Estonya bağımsızlığını tekrar kazandı fakat elimizde hiçbir şey kalmamıştı.

남은 시간 동안 이 얘기에만 매달렸어요.

Geri kalan zamanda tek bir soru üzerinde durduk:

아무래도... 뼈만 남은 사람 팔 같네요!

Bu sanki... Bir insan iskeletinin kolu!

저 수레 장치에서 남은 건 이게 다네요

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

하지만 남은 생애 동안 그만큼의 결실이 있는 경험이었습니다.

Ama hayatımın geri kalanında birçok faydasını gördüm.

앞으로 받을 치료가 여섯 달이 더 남은 상황이었습니다.

ve tedavinin daha altı ayı vardı.

보호 활동가들은 남은 코뿔소를 지키기 위해 노력을 강화 중입니다

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

‎문어가 사냥한 동물을 발견했죠 ‎문어의 먹잇감과 ‎모래에 남은 흔적, 구덩이

"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.

‎살 날이 1년 남짓 남은 이 암컷은 ‎생존법을 얼른 터득해야 했어요 ‎"52일째"

Ve hızlı öğrenmesi gerek çünkü bir yıldan biraz fazla bir ömrü var. 52. GÜN

‎수천 개의 작은 렌즈로 이루어진 ‎녀석의 눈은 ‎마지막 남은 빛 한 점까지 ‎전부 모읍니다

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.