Examples of using "없었죠" in a sentence and their turkish translations:
Mahremiyetle alakalı en ufak bir beklenti yoktu.
Gece gündüz. Tatillerde. Fabrikayı işe yarar hale getirmek için
Belle hiçbir zaman kanser olmadı.
Bırakamazdım
Ama neyse ki gerek kalmadı.
Ama vazgeçemezdim.
üzerinde anlaşmadığımız pek bir şey yoktu.
Beklemeye devam ettik. Hiçbir haber yoktu.
Estonya bağımsızlığını tekrar kazandı fakat elimizde hiçbir şey kalmamıştı.
ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.
kırışıklarımdan anlaşılmıyorsa 2011 yılıydı.
ve araştırma deneyimim de yoktu.
doğru, samimi ve gerçek gelmiyordu.
bu kadar ortak yanım olması fikrine katlanamıyordum.
ancak 13 yıldır, görüş kaybından dolayı
Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.
Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.