Examples of using "Rotta" in a sentence and their turkish translations:
Bunu sen kırdın.
- Kalem kırık.
- Kalem kırılmış.
Çamaşır makinesi bozuldu.
Ayak bileğim kırıldı.
rotamızı değiştirmek zorundayız.
küçük düşürücü bir bozguna uğradı.
Bunu kim kırdı?
Onu kırdım.
Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?
Onu kırmadın.
Kırık bebek benim.
O, bozuk bir kamera buldu.
Kilit kırık.
Kuşun kanadı kırıldı.
Bu sandalye kırık.
Duş bozuk.
Onu kırdım mı?
Radyo bozuktur.
O bozuk.
- Bir cam kırıktı.
- Bir pencere kırıktı.
Ayak bileği kırılmış.
Tom'un arabası bozuldu.
Bunu nasıl kırdın?
Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Tom onu kırdı.
Onlara kırık bir bacağım olduğunu söyle.
Ben bacağımı kırdım.
Valizim kırık.
Kilidin kırılması gerekecek.
Tom'un kırık bir kaburgası var.
Bacağım kırık.
Arabam bozuk.
Tom'un kırık bir bacağı var.
Tom bozuk radyoyu tamir etti.
Kapılardan biri kırılmıştı.
Radyom bozuk.
Yürüyen merdiven arızalı.
Araba bozuldu.
Hırsız, kırık bir pencereden girdi.
Doktor onun kırık bacağını yerine yerleştirdi.
Sanırım bacağım kırık.
Masanın üstünde kırık bir fincan vardı.
Tom'un radyosu bozuldu.
Bu kırık gibi görünüyor.
Şişem kırıldı.
- Camlardan biri kırıldı.
- Pencerelerden biri kırıldı.
Küçük kızın bebeği kırık.
Sanırım kırık bir kaburgam var.
O belli ki bozuk.
Dingil kırık.
Bu eski araba hep bozuluyor.
Onu kim kırdı?
Tom'un ayak bileği kırık.
Sol bacağını kırdı.
Kırık bacağım yüzünden yürüyemiyorum.
Sanırım Tom'un bacağı kırık.
Tom, Mary'nin kırık sandalyeyi tamir etmesine yardımcı oldu.
Kırık bir cam parçasıyla kolunu kestikten sonra
Çünkü benim eski merdivenim kırık.
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı.
Bacağımın kırık olduğunu biliyordum.
Bu, John tarafından kırılan pencere.
Bu pencere bir aydır kırık.
Bu pencere kim tarafından kırıldı?
Araba bozuldu, bu nedenle yürümek zorunda kaldık.
Ondan ödünç aldığım motosiklet bozuldu.
Fincan kırıldı.
O, sigara içmekten vazgeçti.
Tom bacağının kırık olduğunu düşünüyor.
Bir tırnak kırdım.
Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- Duş bozuk.
- Duş çalışmıyor.
Sanırım bacağım kırılmış olabilir.
Kilit kırılmış olmalı.
Onu Tom kırmadı.
Sadece kırdı.
Tom bacağının kırıldığını sandı.
Bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.
Alışveriş çantam kırıldı.
Bronz heykel, parçalar halinde kırıldı.
Arabam bozulduğu için oraya yürümek zorunda kaldım.
Tom Mary'ye kırık sandelyeyi tamir etmesini ne zaman söyledi?
Gitmekte olduğumuz yönü değiştirmek bir seçimdir.
Televizyonum bozuk.
Kolunu kırdın.
Bu çocuk tarafından kırılan penceredir.
ve Albuera'da yolda Beresford'un daha büyük ordusuyla karşılaştı.
O her iki kolunu da kırdı.
Kırmadı.
Bu kapıyı kapayamam. Kırılmış.
Sanırım kolumu kırdım.
Tony onu bozdu.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
Sanırım kolumu kırdım.
Taninna'yı okula götüremem. Arabam bozuk.