Examples of using "Prigionieri" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir mahkûmu götürmeyin.
Mahkumlar gözden kayboldu.
Bütün mahkumlar kaçtı.
Mahkumlar ne yerler?
Biz mahkûmuz.
Siz mahkumsunuz.
Biz mahkûmduk.
Gün ağarana kadar mahkumlara işkence ediyorlar.
O mahkumlar nerede?
Mahkumlar nerede?
Mahkumlar kaçıyorlar!
- Onlara mahkumları bırakmalarını emretti.
- Mahkumları bırakmalarını emretti.
Mahkûmlar serbest bırakıldı mı?
Hiçbir tutsak götürülmedi.
Sen alışkanlıklarından vazgeçemeyen birimisin?
Onlar mahkum değil.
Tüm sekiz tutuklu suçlu bulundu.
İtalya'ya kadar kovalayarak 15.000 esir aldı.
Biz mahkumlar değiliz.
Diğer mahkumlara örnek olması için Tom'u öldürdüler.
18.000 mahkum ve yaklaşık 500 silahla birlikte aldı.
Kaçak mahkumlar hâlâ kaçak.
Kral mahkumlara özgürlük verdi.
Onlar benim esirim değil.
Burada hepimiz mahkûmuz.
Pembe renginin, azılı tutsakları sakinleştirdiği saptanmışken,
Bennigsen'in ordusunun 40%'ı 20.000 civarında asker ölü, yaralı ya da esir durumdaydı
Bazı yerlerde 60 km ilerledikçe, 200.000 esir.
Siyasi mahkumlar daha iyi şartlar için açlık grevindeler.