Examples of using "Insegna" in a sentence and their turkish translations:
O, İngilizce öğretir.
- Sana kim öğretiyor?
- Sana kim ders veriyor?
O yoga öğretiyor.
O bize İngilizce öğretir.
O bize İngilizce öğretir.
Yirmi yıldır öğretmenlik yapmaktadır.
Tom Fransızca öğretir.
- Tom ne öğretiyor?
- Tom ne öğretmeni?
Tom nerede Fransızca öğretiyor?
Tom öğretir.
20 yıldır ders veriyor.
O, arkadaşına İngilizce öğretiyor.
Sana kim Fransızca öğretiyor?
O bize Fransızca öğretir.
Tom hâlâ Fransızca öğretiyor mu?
Arkadaşlarına İngilizce öğretir.
Tom burada Fransızca öğretmiyor.
O, İngilizce öğretiyor.
Mary yoga öğretmektedir.
- Tom tarih öğretiyor.
- Tom tarih dersi veriyor.
- Tom tarih öğretmenliği yapıyor.
Tom yoga öğretir.
Tom tarih dersi veriyor mu?
O bizim yerel okulumuzda ders verir.
Tom göçmenlere Almanca öğretiyor.
O Amerika Birleşik Devletlerinde Arapça öğretiyor.
Tom, Mary'ye Fransızca öğretiyor.
Tom çocuklara Fransızca öğretir.
Tom Boston'da Fransızca öğretir.
Tom artık Fransızca öğretmiyor.
Tom otuz yıldır öğretiyor.
Tom Harvard'ta öğretmenlik yapıyor.
Tom hâlâ tarih öğretiyor mu?
Bay Suzuki bize İngilizce öğretiyor.
- Arapça öğretiyorsun.
- Arapça öğretiyorsunuz.
- Arapça öğretirsiniz.
- Arapça öğretirsin.
Bay Ito tarih öğretir mi?
Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.
Bay Umemura bize İngilizce öğretiyor.
Bay Ito tarih öğretir.
Tom bana Fransızca öğretir.
Sana kim Fransızca öğretti?
Jeofizikçi okulda ders veriyor.
Karısı bana İtalyanca öğretiyor.
Tom bize Fransızca öğretir.
Tom, Harvard Üniversitesinde hukuk dersi veriyor.
- Tom şu anda Harvard'da ders veriyor.
- Tom şu anda Harvard'da öğretmenlik yapıyor.
Tom arkadaşlarına Fransızca öğretiyor.
Onun okulda Fransızca dersi verdiği doğrudur.
Hiç öğretmenlik yaptın mı?
Fransızca öğretiyor musun?
Bay Brown Harvard'da öğretmenlik yapıyor.
- Bayan Thomas bize tarih dersi veriyor.
- Bayan Thomas tarih dersimize giriyor.
Babam bir lisede İngilizce dersine giriyor.
- Bay Kato bize İngilizce öğretiyor.
- Bay Kato bize İngilizce öğretir.
Annem çiçek düzenleme öğretir.
Tom bir öğretmendir. Fransızca öğretiyor.
Lisede İngilizce dil bilgisi öğretir.
Yapabilen yapar, yapamayan öğretir.
Bay Wang bize Çince öğretir.
Tom çocuklarıma Fransızca öğretiyor.
O bir İngilizce öğretmenidir.
Bay Hirose öğrencilerine İngilizce dil bilgisi öğretiyor.
Bayan Smith bu okulda İngilizce öğretmektedir.
Tom Mary'nin gittiği okulda Fransızca öğretir.
Tom yerel bir okulda İngilizce öğretiyor.
Okulunda şimdi Japonca öğretiliyor mu?
- O bize Fransızca öğretir.
- O bize Fransızca öğretiyor.
Bir erkeğe öğretirsen bir kişiyi eğitirsin. Bir kadına öğretirsen bütün köyü eğitirsin.
ve bu da tam olarak bilimin bize öğrettiği şeydir.
Bob'ın babası bir kızlar okulunda öğretmenlik yapar.
- Hangi dili öğretiyorsun?
- Hangi dili öğretiyorsunuz?
Tom bana haftada iki kez Fransızca öğretir.
Arkadaşım Alexandre; Almanca ve Esperanto öğretir.
Onlar Singapur'da ikinci ulusal dil olarak Çince öğretiyorlar.
Karın bana İtalyanca öğretiyor.
Çince öğretmenin kim?
Sen de ona İngilizce öğretiyor musun?
Deneyimlerime dayanarak, daha büyük akreplerin daha az zehirli olduğunu söyleyebilirim.
Sen bize İngilizce konuşmayı öğretiyorsun.
Sen bize İngilizce konuşmayı öğretmiyorsun.