Examples of using "Virágok" in a sentence and their turkish translations:
Bu çiçekler öldü.
Çiçekler açar.
Bunlar güzel çiçekler.
Çiçekler sarıdır.
Ne hoş çiçekler!
Çiçekler sararıp solmuştu.
- Ne güzel çiçekler!
- Ne kadar güzel çiçekler!
- Çiçeklerle ilgilenir misin?
- Çiçeklerle ilgilenir misiniz?
Onlar sarı çiçek.
Çiçekler kırmızı.
- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.
...her yıl yüzlerce kilometre göç eder.
Şu çiçekler ölmüş.
Onun elinde çiçekler var.
Güzel çiçeklerin dikenleri vardır.
O çiçekler güzel.
Çiçekler yakında çiçek açacaklar.
Çiçekler konuşmaz.
Bu çiçekler ölüyor.
Çiçekler açınca, tatlı kokuları...
Çiçekler arıları çeker.
Çiçekler susuz ölür.
Bu çiçekler güzeller, değil mi?
Çiçekler su olmadan solarlar.
Bu çiçekler ilkbaharda çiçek açar.
Kız arkadaşın çiçekleri beğendi mi?
Çiçekler su olmadan solarlar.
Kırmızı güller güzel çiçeklerdir.
Bazı çiçekler ilkbaharda ve diğerleri sonbaharda açarlar.
Hava bahar çiçekleri gibi kokuyor.
- Çiçekler odayı canlandırdı.
- Çiçekler odayı aydınlattı.
Bana gönderdiğin çiçekleri seviyorum.
- Bu çiçeklerin solmasına izin veremeyiz. Sula onları lütfen.
- Bu çiçekler solup gitmesinler. Sula onları lütfen.
- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Çiçek ve ağaçlar temiz hava ve taze suya ihtiyaç duyarlar.
- Çiçekler ve ağaçlar, temiz hava ve tatlı suya ihtiyaç duyarlar.
Çiçekler mutlu görünmüyor. Onları sulamak istiyorum. Sulama kovası var mı?
Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
En güzel çiçeklerin en keskin dikenleri vardır.