Translation of "Várom" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Várom" in a sentence and their turkish translations:

- Várom a barátomat.
- Várom a vőlegényemet.

Erkek arkadaşımı bekliyorum.

- Várom a barátnőmet.
- Várom a menyasszonyomat.

Kız arkadaşımı bekliyorum.

Tomit várom.

Tom'u bekliyorum.

Alig várom.

- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

Várom, hogy segíts.

Senin bana yardım etmeni bekliyorum.

Már alig várom.

Neredeyse hiç bekleyemem.

Alig várom az újakat.

Bu yüzden yenileri dört gözle bekliyorum.

Várom, hogy halljak rólad.

Senden haber almaya can atıyorum.

Alig várom, hogy megházasodjak.

Evlenmek için sabırsızlanıyorum.

Alig várom, hogy megöleljelek.

Sana sarılmak için sabırsızlanıyorum.

Alig várom, hogy odaérjek.

Oraya gitmek için sabırsızlanıyorum.

Alig várom, hogy láthassalak.

- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.

Alig várom, hogy apa legyek.

Bir baba olmak için sabırsızlanıyorum.

Alig várom már, hogy hazaérjek.

Eve gitmek için sabırsızlanıyorum.

Alig várom, hogy újra láthassalak.

- Seni bir daha görmeyi bekleyemem.
- Seni tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

Mindannyiótoktól a legjobbat várom el.

Hepinizin elinizden geleni yapacağınızı umuyorum.

Alig várom, hogy találkozzak veletek.

Hepinizle tanışmak için can atıyorum.

Alig várom, hogy elmondjam neked.

Sana söylemek için sabırsızlanıyorum.

Alig várom, hogy ez bekövetkezzen.

Onun olması için sabırsızlanıyorum.

- Örömmel várom a Karácsonyt.
- Már előre örülök a Karácsonynak.
- Alig várom a karácsonyt.

Noel için sabırsızlanıyorum.

- Várok a buszra.
- Várom a buszt.

Otobüs bekliyorum.

Már alig várom a nyári vakációt.

Yaz tatilini dört gözle bekliyorum.

Alig várom, hogy megkapjam a leveledet.

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

Nagyon várom már, hogy veled dolgozzak.

Seninle çalışmayı iple çekiyorum.

Már tényleg nagyon várom, hogy lássam.

Gerçekten onu görmeyi ipe çekiyorum.

Türelmetlenül várom a Tatoeba új verzióját.

Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.

- Várom a válaszod.
- Várok a válaszodra.

Cevabını bekliyorum.

Már alig várom, hogy találkozzak veled.

Seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

Alig várom már, hogy veled lehessek.

Seninle olmak için sabırsızlanıyorum.

- Nem ezt várom.
- Nem erre számítok.

Onun olmasını beklemiyorum.

Már alig várom, hogy Ausztráliába mehessek.

Avustralya'ya gitmeyi dört gözle bekliyorum.

- Várom, hogy segítsen.
- Azt várom, hogy majd ő segít nekünk.
- Arra számítok, hogy segíteni fog nekünk.

Bize yardım edeceğini umuyorum.

Várom, hogy Tom megmondja nekem, mit csináljak.

Bana ne yapacağımı söylemesi için Tom'u bekliyorum.

Várom a napot, amikor együtt reggelizünk majd.

Birlikte sabah kahvaltısı yiyeceğimiz günü bekliyorum.

Alig várom már, hogy ezt elmeséljem Tominak.

Bunu Tom'a anlatmak için sabırsızlanıyorum.

Alig várom, hogy véget érjen a háború.

Savaşın bitmesi için sabırsızlanıyorum.

Izgatottan várom az indulást, és készen állok.

Ben heyecanlıyım ve gitmeye hazırım.

Már alig várom, hogy elkezdődjön a nyári szünet.

Yaz tatilinin başlamasını bekleyemem.

Azt várom, hogy mosdó is legyen a mobilokban. Őrület!

cep telefonuna tuvalet ekleyecekleri günü bekliyorum. Âlemsin!

- Nem bírok várni holnapig.
- Alig várom már a holnapot.

Yarına kadar bekleyemem.

- A nap végéig várom a válaszodat.
- A nap végéig kell nekem az ön válasza.

Gün sonuna kadar cevabını istiyorum.