Examples of using "Személyesen" in a sentence and their turkish translations:
O bizzat geldi.
O oraya bizzat gitti.
O beni kişisel olarak davet etti.
Onu şahsen tanıyor musun?
Tom'u şahsen tanıyor musun?
Tom'u şahsen tanırım.
Onunla kişisel olarak ilgileneceğim.
Şahsen onları tanıyor musun?
Onları kişisel olarak tanıdın mı?
Onu şahsen tanıyor muydun?
Sanırım bizzat gitmelisin.
- Seninle birebir konuşmam lâzım.
- Sizinle bizzat konuşmam gerekiyor.
Ona şahsen söyle.
O benim kişisel kullanımım için.
Kimlik kartımızı almak için bizzat bulunmamız gerekiyor.
Ona şahsen söylemeyi tercih ederim.
Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına
Biz özel konuşmalıyız.
Onların ikisi de onu şahsen ikna ettiler.
Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.
Başkan bize şahsen ofisine kadar kılavuzluk etti.
Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.