Examples of using "Pillantást" in a sentence and their turkish translations:
Buna bir göz at.
Ona bir göz atacağım.
- Ona bir göz at.
- Şuna bir göz atın.
- Şuna bir göz at.
Bir göz atmak ister misiniz?
Bu sanat eserine bir bakın.
Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
Bu haritaya bir göz at.
- Neden bakmıyoruz?
- Neden bir göz atmıyoruz?
Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı.
Buna başka bir açıdan bakalım.
Lütfen bu evraklara bir göz atar mısın?
yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur
Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.
Ya da atmosferdeki tuzu, dumanı ve tozu
Saatine bakıp bir çay daha söyledi.