Examples of using "Pillanatban" in a sentence and their turkish translations:
O son anda geri adım attı.
Tom bu noktada iyimserdir.
O son anda korkup vazgeçti.
Ama o an anladım ki
Hasta herhangi bir anda ölebilir.
Şu anda çalışıyoruz.
- Tom son anda sözünden döndü.
- Tom son anda geri adım attı.
- Tom son anda anlaşmayı bozdu.
Tom son anda iptal etti.
Tom son dakikada cesaret edemedi.
Bu noktada çok üzgünüm.
O noktada, ormandaki her şey... 304. GÜN
Ve o an anladım ki bunu aşabilirdik.
O anda müzik dinlemek beni rahatlattı.
Ama o anda çok ilginç bir şey oldu.
bir natüralistin yalnızca doğada özgür olmasıdır.
Onlar gözleri karşılaştığı an âşık oldular.
Bu noktada iyimser değilim.
Bir an kavga edip bir an öpüşüyorlardı.
Tam dışarı çıkmak istediğimde yağmur yağacaktı.
Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.
Şu an Pink Floyd dinleme modundayım.
Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum
Son anda aklına iyi bir fikir geldi.