Examples of using "Lévő" in a sentence and their turkish translations:
Mesleklerindeki ırkçılık.
Kendimi bir çocuğa tanıtmak için uzandım,
Aramızdaki bağlantıyı hissedebiliriz.
Duke Üniversitesi'ndeki laboratuvarımda
önemsemediğimiz basit, gündelik araçlar,
Kutuptaki turbalık alanları
Midemdeki ağrı geçti.
Bu yüzükteki elmas parlatılır.
Sıranın üstündeki sözlük Tom'undur.
Dili sayesinde civardaki avcıları tespit edebiliyor.
Yamaçta duran bina okulumuzdur.
Tom bizim üstümüzdeki odada yaşıyor.
- Masanın üstündeki hesap makinesi benim.
- Masadaki hesap makinesi benim.
Etrafındakilere karşı kibar ol.
Masanın üzerinde açık bir kitap var.
Ben masanın üstündeki kitaplarla ne yapmalıyım?
Tabağın üzerindeki bütün kurabiyeleri yedim.
Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.
Bu durumda, kuledeki bekçi yerine
Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,
Herkes bayrağını sallamaya başladı.
Kasedeki çorba çok lezzetliydi.
Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
Duvardaki yazıları silmelisin.
Onun ve onun arasındaki dostluk gitgide aşka dönüştü.
Biz dağın eteğinde bir handa kaldık.
Fal kurabiyelerinin içinde bulunan falları kim yazıyor?
Gezegenimizdeki canlıların çeşitliliğine hayranım.
Onun gözleri duvardaki tuvale takıldı.
Mağaza vitrinindeki elbise Marie'nin dikkatini çekti.
- Ağacın altındaki bisiklet benimkidir.
- Ağacın altındaki bisiklet benim.
Yoldaki büyük ve küçük taşlar için dikkatli ol!
Arka plandaki daire, hava akışını görmenize olanak tanıyan,
ve görünüşe göre insan beynindekine çok benzerler-
Arazinizdeki ağaçların kaç tanesi meyve ağaçlarıdır?
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
hâlâ yüzen hapishanede tutukluydu.
Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.
Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.
Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.
...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.
Ölü bedenin kimliği, yanağındaki bir ben yoluyla tespit edildi.
O, babam ve benim aramdaki bir anlaşmazlığın farkındaymış gibi görünmüyor.
Polis silahtaki parmak izlerini kapıdakilerle karşılaştırdı.
Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.
Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.
Burnundaki termal girintiler ışık yerine ısı tespit ediyor.
Bu kamera, arazinin yaydığı ısı enerjisini tespit eder. Tabii hayvanlarınkini de.
Masanın üstünde duran sepetteki meyveyi yeme. Plastik.
Odadaki çocuklardan herhangi birini tanıyor musunuz?
Perdeleri kapat! Çünkü caddenin karşısındaki evde yaşayan kişi bir röntgencidir.