Translation of "Közelben" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Közelben" in a sentence and their turkish translations:

- A közelben él.
- Itt lakik a közelben.

O yakında yaşıyor.

A közelben lakik.

O yakın yaşıyor.

A közelben lakom.

Bu civarda yaşıyorum.

A közelben laknak.

Onlar yakınlarda yaşarlar.

A közelben él.

O yakında yaşıyor.

- Van mosdó a közelben?
- Van itt toalett a közelben?

Buraya yakın bir tuvalet var mı?

- Van a közelben bank?
- Van itt a közelben egy bank?

Buraya yakın bir banka var mı?

Itt lakik a közelben.

Buraya yakın yaşıyor.

Tom a közelben lakik.

Tom yakında yaşıyor.

Tamás a közelben lakik.

Tom yakında yaşıyor.

Van a közelben kórház?

Yakında hastane var mı?

Itt lakok a közelben.

Buraya yakın yaşıyorum.

Tom a közelben van.

Tom yakında.

Tamás a közelben ült.

Tom yakın oturdu.

Kérlek, maradj a közelben!

Lütfen yakında kal.

Senki nincs a közelben.

Hiç kimse yakın değil.

Itt dolgozol a közelben?

Buraya yakın mı çalışıyorsun?

Van a közelben vécé?

Buralarda tuvalet var mı?

- Jobb lenne, ha maradnál.
- Maradj inkább a közelben!
- Jobb, ha a közelben maradsz.
- Jobban teszed, ha a közelben maradsz.

Etrafta dolaşsan iyi olur.

- A kórház itt van a közelben.
- Itt van a közelben a kórház.

Hastane buraya yakın.

- Nincs itt a közelben egy gyógyszertár?
- Van itt a közelben egy gyógyszertár?

Yakında bir eczane var mı?

- Ismer egy jó motelt a közelben?
- Tud egy jó motelt a közelben?

Buralarda iyi bir motel biliyor musunuz?

Az állomás a közelben van.

İstasyon yakındır.

Van egy McDonlad's a közelben?

Buraya yakın bir McDonald var mıdır?

Van itt a közelben bankautomata?

Yakında bir ATM var mıdır?

Itt a közelben laksz, igaz?

Buraya yakın yaşıyorsun, değil mi?

Van egy metróállomás a közelben?

Burada etrafta bir metro istasyonu var mı?

Van postahivatal valahol a közelben?

Bu civarda bir posta ofisi var mı?

Van a közelben egy jachtkikötő?

Yakında bir yat limanı var mı?

Van a közelben egy ATM?

Yakınlarda ATM var mı?

- Az állomás a közelben van.
- Közel van a megálló.
- A közelben van a megálló.

İstasyon yakındır.

Nyelvével észleli a közelben lévő ragadozókat.

Dili sayesinde civardaki avcıları tespit edebiliyor.

Van itt egy bank a közelben?

Buraya yakın bir banka var mı?

Van a közelben egy katonai bázis.

Buraya yakın bir askeri üs var.

Tom és én a közelben lakunk.

Tom ve ben yakında yaşıyoruz.

Tom soha nincs a közelben, igaz?

Tom asla etrafta değil, değil mi?

De a közelben sok a védelmező anyafóka

Ama yavruları koruyan bunca anne varken...

Van itt a közelben egy ifjúsági szálló?

Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?

Tudna egy jó éttermet ajánlani a közelben?

Buralarda güzel bir restoran tavsiye edebilir misiniz?

- Úgy látszik, hogy van néhány mohamedán étterem itt, a közelben.
- Úgy tűnik, hogy van néhány muzulmán étterem itt, a közelben.

- Bu civarda birkaç tane Müslüman lokantası var galiba.
- Görünüşe göre bu civarda bir iki tane Müslüman restoranı var.

Nem tudod, hogy itt a közelben van-e szauna?

Buralarda bir yerde bir sauna olup olmadığını biliyor musun?

és néhány emberünk, akik a közelben voltak kiszabadította és segített engem.

ve yakınlarda olan bazı adamlarımız onları uzaklaştırdı ve bana yardım etti.

A kölykei három kilométerre vannak. A megtermett hím pedig a közelben kóborol.

Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.

- Mindig kedves dolgokat mond róla, különösen akkor, ha a közelben van.
- Mindig kellemes dolgokat mond róla, különösen akkor, ha közel van.

O onun hakkında her zaman güzel şeyler söyler, özellikle o etrafta olduğunda.