Examples of using "Házam" in a sentence and their turkish translations:
- Benim bir evim var.
- Bir evim var.
Evim büyüktür.
Benim bir evim var.
- Bu benim evim.
- Bu benim evimdir.
- Burası benim evim.
Evim burada.
O benim evim.
Benim kendi evim var.
Evim yandı.
Benim evim büyük.
Evim boş.
- Ben evimi seviyorum.
- Evimi seviyorum.
Evim inşa ediliyor.
Benim bir evim var.
Büyük bir evim var.
Evim satılıktır.
Evim küçüktür.
Evimi nasıl buldun?
- Evim yok.
- Benim evim yok.
Evimi terk edin.
Bu ev benimdir.
Benim evimin onarıma ihtiyacı var.
Ben geçen perşembe evimi sattım.
Benim evim kiliseye yakın.
Hayır, o benim evim değil.
Evimin önünde bir göl var.
Benim evim banliyölerde.
- Geçen ay evimi sattım.
- Ben geçen ay evimi sattım.
Evimin yanında bir kilise var.
- Benim evim beş blok ötededir.
- Evim beş sokak ötede.
Ben yokken evim soyuldu.
Evimin yanında bir okul vardır.
Bir erkeğin evi onun kalesidir.
Evim otobüs durağına yakın.
Benim evim senin evindir.
Evim kentin kuzeyinde.
Evim istasyona yakın.
Benim evim kentin dış mahallelerinde.
Benim evim parka yakındır.
Kedi tek başına evimin çatısına tırmandı.
- Evimin önünde ufak bir bahçe var.
- Evimin önünde küçük bir bahçe var.
Evim Thames'in güney kıyısında.
Evimi terk etmeni istiyorum.
Köşeyi döndüğünde benim evi bulacaksın.
Eskiden evimin önünde büyük bir çam ağacı vardı.
Şu evi görüyor musunuz? O benim evim.
Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.
Evim şehrin kuzey kesiminde.
Gazeteye evimin satılık olduğunu söyleyen bir reklam koydum.
Evime bir oda ilave ettim.
Benim evimde dört oda var.
Ben sadece evimden çıkmanı istiyorum.
Dün benim evin yakınında yangın çıktı.