Translation of "Dolga" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Dolga" in a sentence and their turkish translations:

Ízlés dolga.

Bu bir zevk meselesi.

Dolga volt.

- O meşguldü.
- Meşguldü.

Mindannyiunknak van dolga.

Hepimizin yapacak işleri var.

Sok dolga van.

Onun yapacak çok şeyi var.

Tomnak sincs dolga.

Tom da meşgul değil.

Van fontosabb dolga is.

Onun yapacak daha önemli işleri var.

Ez az ő dolga.

O onun işi.

Nincs mindegyiküknek sok dolga.

Onların hepsi meşgul değil.

Néhányunknak van még dolga.

Bazılarımızın yapacağı şeyler var.

Tominak sok dolga van.

Tom'un yapacak bir sürü işi var.

Ez művészet és jószerencse dolga.

Bu bir sanat ve şanslı bir kaza aslında.

Az a dolga, hogy tanuljon.

Öğrenmek onun işi.

Res-publica, a nép dolga.

Res Publica: Halkın Şeyi.

- Miért elfoglalt?
- Mi dolga van?

O neden meşgul?

Semmi dolga nem volt vele.

Onun onunla bir ilgisi yoktu.

Tominak és Marinak dolga van.

Tom ve Mary meşguller.

Tominak sok dolga odaveszett a tűzbe.

Tom eşyalarının çoğunu yangında kaybetti.

- Senkinek sincs dolga.
- Senki nem elfoglalt.

Hiç kimse meşgul değil.

- A dolga az, hogy elmosogassa az edényeket.
- Az ő dolga az edények elmosogatása.
- A mosogatás az ő feladata.
- Az ő dolga, hogy mosogasson.

Onun işi bulaşıkları yıkamaktır.

A szakszervezet egyetlen dolga bármely rendőr esetében,

ve sendikanın tek işi başı belada olan memurun

- Kinek nincs teendője?
- Kinek nincs semmi dolga?

Kimin hiçbir ilgisi yok?

- Tom elfoglalt volt?
- Sok dolga volt Tominak?

Tom meşgul müydü?

- Tom mindig elfoglalt.
- Mindig dolga van Tominak.

Tom her zaman meşgul.

- Azt mondta, elfoglalt.
- Mondta, hogy dolga van.

O meşgul olduğunu söyledi.

Tom nem fog jönni. Túl sok dolga van.

Tom gelmeyecek. O çok meşgul.

Szerinted az egyedülálló anyának vagy apának van könnyebb dolga?

Bekar bir anne mi yoksa bekar bir baba mı olmanın daha kolay olduğunu düşünüyorsun?

Tominak most dolga van, úgyhogy nem tud veled beszélni.

Tom şu anda meşgul, bu nedenle seninle konuşamaz.

Három éhes gyomrot kell jóllakatni. Az anyamedvének nincs könnyű dolga.

Doyuracak üç büyük boğaz olduğundan anne, aileye yemek bulmakta güçlük çekecektir.

Tominak nem volt semmi dolga, ezért elment sörözni a kocsmába.

Tom'un yapacak bir işi yoktu, bu yüzden birkaç bira için bara gitti.

A dohányzásról leszokás a világ legkönyebb dolga. Tudom, mert már ezerszer megtettem.

Sigarayı bırakmak dünyadaki en kolay şeydir. Binlerce defa bıraktığım için biliyorum.

Éhesek, és teljesen anyjukra vannak utalva. Az anyának sok dolga lesz ma éjjel.

Açlar ve tamamen annelerine bağımlılar. Anneyi yoğun bir gece bekliyor.

Nekem úgy tűnt, hogy Tomi nem azt csinálta, ami a dolga lett volna.

Bana Tom yapması gereken şeyi yapmıyor gibi görünüyordu.

- Az apám elfoglalt.
- Az apámnak sok dolga van.
- Apám elfoglalt.
- Apám nem ér rá.

Babam meşgul.

- Ez nem a te dolgod.
- Semmi közöd hozzá.
- Ez nem az ön dolga.
- Ez nem tartozik önre.
- Ez nem tartozik rád.
- Közöd?
- Nincs közöd hozzá.

- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.