Translation of "Bor" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Bor" in a sentence and their turkish translations:

Kiváló bor.

Bu mükemmel bir şarap.

Ez bor?

Bu şarap mı?

Jó a bor?

Şarap güzel mi?

- Szőlő levéből készül a bor.
- A bor mustból készül.

Şarap, üzüm suyundan yapılır.

- Fenséges ez a bor.
- Rendkívül finom ez a bor.

Bu şarap son derece lezzetli.

- Az ajándéka egy palack bor.
- Az ajándéka egy üveg bor.

Onun hediyesi bir şişe şarap.

A bor szőlőből készül.

Şarap üzümden yapılır.

Kié ez a bor?

Bu kimin şarabı?

- Van bor.
- Van borunk.

Şarabımız var.

A bor kitűnő volt.

- Şarap mükemmeldi.
- Şarap harikaydı.

Finom ez a bor.

Bu şarabın tadı iyi.

Ez a bor Argentínából van?

Bu şarap Arjantin'den mi?

A bor javítja az emésztést.

Şarap sindirime yardımcı olur.

A bor palackba zárt költemény.

Şarap, şişedeki bir şiirdir.

Az üvegben nincs semmi bor.

Şişede hiç şarap yok.

Ez a bor nagyon drága.

Bu şarap çok pahalı.

Van egy üveg bor az asztalon.

Masanın üstünde bir şişe şarap var.

A bor és a sör jó.

Şarap ve bira iyidir.

Milyen bor illene a brie sajthoz?

Brie peyniriyle hangi şarap iyi gider?

Nem maradt semmi bor abban az üvegben.

O şişede kalan şarap yok.

- A bor szőlőből készül.
- A bort szőlőből készítik.

Şarap üzümden yapılır.

Hová tűnt a bor az üvegből? Megittátok, gyerekek?

Neden artık şişede şarap yok? Siz çocuklar onu içtiniz mi?

Tom felemelte a palackot, hogy lássa, mennyi bor maradt még.

Tom ne kadar şarap kaldığını görmek için şişeyi kaldırdı.

A barátság olyan, mint a bor: minél régibb, annál jobb.

- Şarabın ve arkadaşın eskisi makbuldür.
- Şarap ve dostluk yıllandıkça değer kazanır.

- Tomi a bor mámorában elárulta Máriának legféltettebb titkait.
- Tomi borittasan elfecsegte Máriának legmélyebben őrzött titkait.

Şarapla sarhoş olan Tom, Mary'ye en derin sırlarını anlattı.