Examples of using "Azok" in a sentence and their turkish translations:
Bunlar yağmur bulutu.
Şu ikisi dışarı gidiyorlar mı?
Onlar kavun.
Şunlar nedir?
Onlar güzel.
Onlar pahalı.
Onlar yumurta.
Onlar hayvanlar.
Onlar tahtakurusu mu?
Onlar patlayıcı mı?
Bunlar iyi.
Onlar hediye.
Havlular kirli.
Biz onlar olmadan yapabiliriz.
aslında stratomalitlerdi.
daha yaratıcı, daha optimistik,
Şu kitaplar benim.
Onlar benim.
Bunlar ne tür haplar?
Bu onlar değil.
Bunlar ücretsiz.
Bunlar gerçek ifadeler.
Şunlar sincap.
Onlar senin mi?
Bunlar bizim siparişlerimiz.
Onlar güzel ayakkabılar.
Onlar pahalı.
Şu genç bayanlar kim?
Kimler olduğunu biliyorum.
O günlerde belgelerin kalitesi
Şu çiçekler ölmüş.
O kızlar geldi.
O çiçekler güzel.
Onlar yenidir.
Şu adamlar asker.
Onlar farklı zamanlardı.
Onlar mutlu zamanlardı.
- Bu şeyler olur.
- Olur öyle şeyler.
Onlar benimdi.
Bunlar benim değil.
Polimerler nelerdir?
Şu adamlar kimdir?
Onlar onların kitapları.
Onlar bizim öğretmenlerin arabalarıdır.
Onlar bizim kitaplarımız.
Şu evler büyük.
- Bu elmalar büyük.
- Şu elmalar büyük.
Bunlar benim kızlarım.
Okula gidebilenler ise
böylece bu insanlar motor tamircisi
Bu yaşlı adamlar erkek giysileri üretiyor.
- “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öğrenciyiz.”
- “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öyleyiz.”
Şu mumlar beyaz değiller.
Bütün bu şeyler doğrudur.
Onlar doğru olanlar.
Şu küçük noktalar nedir?
Bu mavi şeyler nedir?
- Şu adamlar Fransızca konuşuyorlar.
- Şu adamlar Fransızca konuşuyor.
- O adamlar Fransızca konuşuyorlar.
- O adamlar Fransızca konuşuyor.
Bu yılanlar son derece tehlikeli.
O kadınlar soğukkanlı katillerdir.
Bunlar da şunlar kadar iyi.
Bu kitaplar, o kitaplardan daha kolay.
Bu işaretler ne anlama geliyor?
Bu sırada CEO’ların kazançları sürekli olarak artıyor.
O liderlerin her biri hemfikirdir ki
Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,
Bazıların terörist dedikleri diğerleri için özgürlük savaşçısıdır.
Bu kitapların hepsi kullanışlı değil.
Şu Macar kızları çok güzel.
Onlar benimki.
Bu genç bayanlar kim?
- Onlar benim kurallarım değil. Onlar Tom'un kuralları.
- Onlar benim kurallarım değil, Tom'un kuralları.
Şu adamların ne istediğini biliyorum.
Şu kitaplar onların.
Bu adamların üçü marangozdu.
O ayakkabılar senin için çok küçük.
Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
hem de en önemlisi dışlananlar için
iş hakkın aynı ön yargılara sahipler ve onlara karşı aynı ön yargılar var.
Bunlar sevdiğim şeyler.
Şu kitaplardan hangisini Tom'a verdin?
O kızlar çok meşgul.
Ben bir çocukken onlardan birini istiyordum.
tüketicisi olurlar.
ve kadınlar bunu ortadan kaldıranlardı.
bastırmak ve muhalifleri dışlamak için kullandılar.
Bu anne, baba ve evlatların orada olmasının
belli gruplara karşı duyduğumuz nefret
Buna "kamulaştırma" diyorduk, gerçekten de kamulaştırmaydı.
Dinozor yumurtaları mı? İmkansız. Bu hayvanlar çoktan tükenmişler.
Hayaletler onlara inananlar için gerçektir.
Bunlar benim kitaplarım, onlarsa onun.
Bana onlardan birini göster.
Sayılar kapılarda veya kapıların yanında.
- Şu kişiler kim?
- O insanlar kim?
O çocuklardan hiçbiri fransızca konuşmuyor.
Bu mükemmel bir çözümdü çünkü Londra'da yaşayıp şehri çok iyi bilen
Tüketiciler olarak her biriniz bir şeyleri değiştirme gücüne sahipsiniz.