Examples of using "óvadék" in a sentence and their turkish translations:
kefalet gibi düşmanca uygulamalarına izin vermiş olacağız.
Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız
ve büyük hayallerle savaşmaya hazır
Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.