Translation of "Nebenan" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Nebenan" in a sentence and their turkish translations:

- Dein Freund ist nebenan.
- Ihr Freund ist nebenan.
- Euer Freund ist nebenan.

Arkadaşın diğer odada.

Er wohnt nebenan.

O, bize bitişik yaşıyor.

Sie wohnt nebenan.

O bizim bitişiğimizde yaşıyor.

Tom wohnt nebenan.

Tom bizim bitişiğimizde yaşıyor.

Es ist laut nebenan.

Yan komşu gürültülü.

Wir hörten nebenan Schüsse.

Yan odadan silah sesleri duyduk.

Nebenan probt ein Streichquartett.

Bir sonraki odada bir yaylı dörtlüsü prova yapıyor.

Wir ziehen nebenan ein.

- Biz yan daireye taşınıyoruz.
- Biz yandaki eve taşınıyoruz.

Wer wohnt im Haus nebenan?

Yandaki evde kim yaşıyor?

Er wohnt bei mir nebenan.

O benim bitişiğimde yaşıyor.

Die Jungen schlafen alle nebenan.

Yan odadaki çocukların hepsi uykuda.

Ist jemand im Zimmer nebenan?

Yan odada biri var mı?

Wer ist im Zimmer nebenan?

Yan odadaki kim?

Der Hund von nebenan bellt immer.

Bitişikteki köpek her zaman havlıyor.

Tom wohnt bei uns gleich nebenan.

Tom bizim yan komşumuz.

Ich kann Tom nebenan schnarchen hören.

Tom'un yan odada horladığını duyabiliyorum.

Das ist der Mann von nebenan.

O, bitişikte yaşayan adamdır.

Die Post ist hier gleich nebenan.

Postane hemen yan tarafta.

- Ich bin nebenan, falls du mich brauchst.
- Ich bin im Zimmer nebenan, falls Sie mich brauchen.

Bana ihtiyacın olursa yan odada olacağım.

Sie sind die Leute, die nebenan wohnen.

Onlar bitişikte yaşayan insanlardır.

Im Zimmer nebenan findet eine Sitzung statt.

Yan odada devam eden bir toplantı var.

Das Mädchen von nebenan ist sehr hübsch.

Yandaki evde oturan kız çok güzeldir.

Tom und Maria sind im Zimmer nebenan.

Tom ve Mary yan odadalar.

Tom lebte bis vor drei Monaten nebenan.

Tom üç ay öncesine kadar bize bitişikte yaşadı.

Der Mann von nebenan ist Marys Liebhaber.

Yandaki evde yaşayan adam Mary'nin sevgilisidir.

Tom wohnte drei Jahre bei uns nebenan.

Tom üç yıldır bize bitişik yaşadı.

Ich wusste nicht, dass Tom nebenan war.

Tom'un bitişik komşu olduğunu bilmiyordum.

- Das kleine Mädchen spielte nebenan mit einer Puppe.
- Das kleine Mädchen war nebenan und spielte mit einer Puppe.

Genç kız yan odada oyuncak bir bebekle oynuyordu.

Mir war, als hätte ich nebenan jemanden gehört.

Yan odada birini duyduğumu sandım.

Im Zimmer nebenan warten drei Männer auf dich.

Bitişik odada seni bekleyen üç adam var.

- Obwohl er gleich nebenan wohnt, sagt er uns nicht einmal hallo.
- Obwohl er nebenan wohnt, begrüßt er uns nicht einmal.

O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.

Tom ist im Zimmer nebenan und packt Kisten aus.

Tom diğer odada kutuları açıyor.

Der Mann, der bei mir nebenan wohnt, ist Arzt.

Benim bitişiğimde yaşayan adam bir doktor.

Gestern Nacht ist im Haus nebenan ein Feuer ausgebrochen.

Dün gece yandaki evde bir yangın çıktı.

Tom konnte Maria im Zimmer nebenan laut schnarchen hören.

Tom, Mary'nin yan odada yüksek sesle horlamasını duyabiliyordu.

Der Junge von nebenan kommt oft erst spät nach Hause.

Bitişikte yaşayan çocuk sık sık eve geç gelir.

Hast du dich wieder mit dem Jungen von nebenan gerauft?

Yan komşunun oğluyla kavga mı ediyordun yine?

Nebenan wird ein Apartmenthaus gebaut, was unsere Aussicht kaputtmachen wird.

Onlar bitişiğimize görüşümüzü berbat edecek bir apartman dairesi inşa ediyorlar.

Ich hatte keine Ahnung, dass nebenan so viele Leute waren.

Diğer odada çok kişinin olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Der Junge von nebenan ist Kopf voran vom Baum gefallen.

Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.

Der Mann, der bei uns nebenan wohnt, ist ein berühmter Schauspieler.

Bize bitişik yaşayan adam ünlü bir aktördür.

- Tom war früher mein Nachbar.
- Tom wohnte früher bei mir nebenan.

Tom bana bitişik yaşardı.

Mein Name ist Tanaka und ich bin nebenan eingezogen. Freut mich, Sie kennenzulernen.

Benim adım Tanaka, az önce bitişiğe taşındım. Tanıştığıma memnun oldum.

Wir haben diesen Stuhl umsonst bekommen, weil die Dame nebenan ihn nicht mehr wollte.

Yandaki bayan artık onu istemediği için biz bu sandalyeyi boşuna aldık.

- Ich habe Tom im Nebenzimmer singen gehört.
- Ich habe Tom im Zimmer nebenan singen gehört.

Tom'un yan odada şarkı söylediğini duydum.

Tom drückte sein Ohr gegen die Wand, um zu hören, ob er verstehen könne, was seine Eltern nebenan beredeten.

Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.