Examples of using "Las" in a sentence and their turkish translations:
O okuyordu.
Ben okumaya devam ettim.
Tom okumaya devam etti.
O, kitap okumayı sürdürdü.
Bir kitap okuyordum.
Tom kitap okudu.
Emily bir kitap okudu.
Ben romanları okudum.
O, çok okurdu.
Tom bütün belgeleri okudu.
Tom mektubu okudu.
Edward mesajı okudu.
Tom sözleşmeyi okudu.
Ben heyecan verici bir hikaye okudum.
Kitabı dün okudu.
Pijamaları üstünde bir gazete okuyordu.
Onun eserlerinden birini okudum.
Tom okurken oturdu.
Tom notu tekrar okudu.
O, kitabı okumaya devam etti.
O, bir gazete okuyordu.
Tom önce spor bölümünü okudu.
Tom pijamasının içinde gazete okuyordu.
Tom eski bir el yazmasını okuyordu.
Tom kitap okumaya devam etti.
Tom gazeteyi okuyordu.
O makaleyi tekrar tekrar okudu.
Tom bütün sabah bir kitap okudu.
Betty tatil sırasında dört hikaye okudu.
O, ona bir şiir okudu.
Mektubu tekrar tekrar okudu.
Tom belgeyi yüksek sesle okudu.
Las Vegas harikaydı.
Mary içeriye girdiğinde, Tom gazete okuyordu.
Okurken, uyuyakaldım.
Tom geçen yıl otuz kitap okudu.
Ben yürürken bir kitap okudum.
Ben okuyordum.
Dudak okurum.
Tom sayfayı çevirdi ve okumaya devam etti.
Tom kırık bardağı dikkatle aldı.
O zaman bir roman okuyordum.
Dün gece bir kitap okudum.
O kitabı birkaç kez okudum.
O oturuyor ve bir kitap okuyordu.
Tom'un mektubunu Mary'ye okudum.
Şiiri yüksek sesle okudu.
Çocukluğumda peri masallarını okumayı severdim.
Aşçı yemek tarifini dikkatli bir şekilde okudu.
- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.
Okumaya devam etti ve bana cevap vermedi.
O, mektubunu defalarca okudu.
Eve geldiğimde, Ken okuyordu.
O, mektubu okurken ağladı.
O bütün sabah bir kitap okudu.
Babam bana yatmadan hikayeler okurdu.
Tom kitap okuyarak oturdu.
Tom oturdu ve gazete okudu.
Tom Fransızca yazılmış bir mektup okuyordu.
Oğlan, korsanlar hakkında bir kitap okuyor.
Tom şişenin üzerindeki etiketi okudu.
Tom çok okudu.
Tom Mary'nin mektubunu okurken ağladı.
O, kitabı sekiz günde okudu.
- O, oturdu ve kağıdı okudu.
- O, oturdu ve gazeteyi okudu.
O bir kitap okuyarak oturdu.
Tom Mary'nin ne okuduğunu bilmiyordu.
İngilizce yazılmış bir kitap okudu.
Tom eline alabildiği şeyi okudu.
Bay White öğrencilerinin sayesinde bazı mektuplar okudu.
Ben yürürken bir kitap okudum.
- Bir mektup okuyorum.
- Bir mektup okudum.
Tom kırık bardağı yerden aldı.
Tom bir dergi okuyarak bekleme odasında oturdu.
Gazeteyi okurken uykuya daldı.
Tom okuduğu kitabı yere bıraktı.
Ben kitabı tek seferde okudum.
Tom mektubu açtı ve onu okudu.
Tom gazeteyi açtı ve onu okumaya başladı.
Tom gazete okurken uykuya daldı.
Dün asit yağmurlarıyla ilgili bir makale okudum.
O, tekrar tekrar makaleyi okudu.
Makaleyi okudum.
O, içeri girdiğinde, ben bir kitap okuyordum.
Tom, Mary'nin kazasını gazetede okudu.
Tom gazeteyi aldı ve manşetleri okudu.
Bir kitapta tempuranın nasıl yapıldığını okudum.