Examples of using "Langweilig“" in a sentence and their turkish translations:
Ne sıkıcı!
Sıkılıyor musun?
Tiyatro sıkıcıdır.
Bu sıkıcı.
Okul sıkıcı.
Mükemmellik sıkıcı mı?
Biz sıkıldık.
Facebook sıkıcı.
Golf sıkıcıdır.
Tom sıkıcıydı.
Simetri sıkıcıdır.
Tom sıkıcıdır.
Beyzbol sıkıcıdır.
Boston sıkıcı.
O yavaş ve sıkıcı.
O çocuk sıkıldı.
Bu çok sıkıcı.
O çabucak sıkıldı.
O çabucak sıkıldı.
Tom, sıkıldım.
O gerçekten sıkıcıydı.
Bu yer sıkıcıdır.
Film sıkıcı.
Bu oyun sıkıcı.
Bu cümle sıkıcı.
Kitap sıkıcı mı?
Bu roman sıkıcı.
- Zaten sıkıldım.
- Çoktan sıkıldım.
Gerçekten sıkıcı.
Bu çok sıkıcı.
Başka her şey sıkıcı.
Bu film sıkıcı.
Bu gerçekten can sıkıcı.
Çok sıkıcısınız.
Hayatım sıkıcı.
Biz inanılmaz sıkıldık.
Akılalmaz bir biçimde sıkılmıştım.
Tom çabuk sıkıldı.
Hikayen sıkıcı.
Bu video sıkıcı.
Evde kalmak sıkıcıdır.
Bu kitap sıkıcı.
- Ders can sıkıcıydı.
- Ders çok sıkıcıydı.
Bu oyun sıkıcı.
Sıkıldın mı?
On beş dakika sonra sıkıldı.
On beş dakika sonra sıkıldı.
Benim eski işim son derece sıkıcıydı.
Ödev yapmak oldukça sıkıcı.
Evde durmak sıkıcıdır.
Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.
Bu iş biraz sıkıcı.
O film gerçekten sıkıcıydı.
Şu anda çok sıkıldım.
Ders gerçekten de sıkıcıydı.
Şu anda gerçekten sıkılıyorum.
Onun romanının sıkıcı olduğunu düşünüyorum.
Kitabı sıkıcı buldum.
Bu kitap gerçekten sıkıcı.
En azından sıkıcı değildi.
O çok sıkıcı görünüyor.
O çok şiddetli şekilde sıkıcı görünüyor.
Parti ilk başta oldukça sıkıcıydı.
- Bu oyun gerçekten sıkıcı.
- Bu maç gerçekten sıkıcı.
Hayatım çok sıkıcı.
Tom Mary'nin sıkıldığını düşündü.
Bu kitap çok sıkıcı.
Bu eğlenceli değil. Bu sıkıcı.
Tom'un konseri aslında oldukça sıkıcıydı.
Bir süre sonra sıkıcı olur.
Sıkıldım.
Tom "bu sıkıcıydı" diye ekledi.
Ödev yapmak oldukça sıkıcı.
Tom hayatının sıkıcı olduğunu düşünüyor.
Senin hayatın çok sıkıcı ve yavan.
Tom ile asla sıkıcı bir an yoktur.
Sıkıldım.
Bir tren beklemek sıkıcı.
Sıkılıyorum. Bir şeyler yapalım!
Ben sıkıcıyım.
Umarım çok sıkıcı değildi.
- Canımız sıkılınca adam asmaca oynuyoruz.
- Canımız sıkkınken adam asmaca oynarız.
Biz sıkıldık.
Son zamanlarda her şeyi sıkıcı buluyorum.
- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada yaşam sıkıcıdır.
Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmaları her zaman bir sıkıntı.
Odadaki herkes sıkılmış görünüyordu.
Haydi, benimle oyna, çok sıkıldım!