Examples of using "Kneipe" in a sentence and their turkish translations:
Bar tıka bas doluydu.
Tom bara girdi.
Tom Mary'yi bardan dışarı attı.
Bira birahanede içilir.
Bu bar popüler bir öğrenci mekanı.
Köşe başında bir meyhane var.
Barmen Tom'u bardan kovdu.
Köşe başında bir meyhane var.
- Ben onunla bir barda buluştum.
- Onunla bir barda tanıştım.
Onlar 2.30'da bizi bardan kovdu.
Öğrenci Birliği, kampüste bir bar işletiyor.
O barda biraya su kattıklarından şüpheleniyorum.
Hemen hemen bardaki her adam Mary'ye bakıyordu.
Bar açık mı?
Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.
O, bara girmek için bir sahte kimlik kartı kullandı.
Tom'la ilk kez kasabanın dışında küçük bir barda tanıştım.
Tom barda kendi başına içki içiyordu.
Tom birkaç yıl Boston yakınında küçük bir bar işletti.
Lütfen böyle yüksek sesle şarkı söylemeyi bırakır mısın? Bu ucuz bir içki içme yeri değil.
Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.
Tom bara giderdi ve derhal üç bira ısmarlardı.
İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
Daha önce bu bara gittin mi?
Cuma akşamları denizaşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"
Ben bara girdiğimde müzik kutusunda hüzünlü bir müzik çaldığını duydum.