Examples of using "Geglaubt" in a sentence and their turkish translations:
Herkes sana inandı.
Tom sana inandı mı?
Tom'a inandın mı?
Kimse sana inanmadı.
Kimse Tom'a inanmadı.
Bana hiç inanmadın.
Tom buna inandı mı?
Tom'a inandım.
Biz sana inandık.
Ona inandın mı?
Hiç kimse bize inanmadı.
Niçin bana inanmadın?
O bana inanmadı.
Tom gerçekten sana inandı.
Ona her zaman inandım.
Buna asla inanmadım.
Ona asla inanmadım.
Başta inanmıştım ona.
Her zaman onlara güvendim.
Hiç kimse bana asla inanmadı.
Biz ona inanmadık.
Size inandım.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
Hiçbir zaman savaşlara inanmadım.
Başlangıçta Tom'a inanmadım.
Sana inandım.
Onlar Tom'a inandılar.
Ben ona inandım.
Genellikle paranın mutluluk getirdiğine inanılır.
Büyükbabama hiç inanmıyordum.
Keşke Tom'a inanmasaydım.
O, ona inanacak kadar aptaldı.
Gerçekten beni ayartabileceğini düşündün mü?
Senin Boston'da yetiştirildiğini düşündüm.
- Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım.
- Çocukluğumda Noel Baba'ya inanıyordum.
Onu yapabileceğimi düşündüm.
- Üzgünüm size inanmıyordum.
- Size inanmadığım için üzgünüm.
Onun Tom'un istediği olduğuna gerçekten inandın mı?
Aslında Tom'un bir Kanadalı olduğuna inanmadım.
"Buna hiç kimse inanmaz." "Eh, Tom buna inanıyordu."
Tom, Mary'ye inanmadı.
Tom'a inandığıma inanamıyorum.
Hristiyanlıkta İsa'nın, Tanrı'nın oğlu olduğuna inanılır.
Küçükken Noel Baba'ya inanıyordum.
Bir an için onun delirmiş olduğunu düşündüm.
Onun hikayesi herhangi birinin inanması için çok fazla saçma.
Böyle bir şeyin başıma gelebileceğine asla inanmazdım.
Sana konserin sıkıcı olacağını söyledim. Niçin beni dinlemedin?
- Neredeyse kimse ona inanmıyordu.
- Neredeyse kimse ona inanmadı.
Kendi gözlerimle görmeseydim, asla inanmazdım.
Tom bana inanmadı.
Sana konserin sıkıcı olduğunu söyledim. Neden bana inanmadın?
Sen gerçekten onda gördüğün Tom için arkadaşın olduğuna inanıyor musun?
Sen otuz yaşında olduğunu söyledin ve ben sana inandım.