Examples of using "Ernstes" in a sentence and their turkish translations:
O ciddi bir şey midir?
O ciddi bir şey değildi.
Ciddi değil.
Bu ciddi bir konu.
Nüfus artışı ciddi bir sorundur.
- Çok ciddi bir sorunumuz var.
- Bizim çok ciddi bir sorunumuz var.
Tom çok ciddi bir içme sorunu var.
Yeğenim ciddi bir kızdır.
Yasadışı göç ciddi bir sorundur.
Seninle ciddi bir şey hakkında konuşabilir miyim?
O ciddi bir şey mi?
Bu ciddi değil.
Ciddi bir tartışmamız olması gerekiyor.
Antibiyotiklere dirençli bakteriler ciddi bir halk sağlığı problemidir.
Gülmek, ciddi bir surattan daha az enerji gerektirir.
Hava kirliliği bu ülkede büyük bir problem.
Tom, seninle ciddi bir şey hakkında konuşmam gerekiyor.
Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi.
Yolsuzluk dünya genelinde birçok ülkelerde ciddi bir sorundur.
"O hastaydı." "Oh gerçekten mi, umarım ciddi bir şey değildir."
Tom'un başka bir gezegenden olduğunu ciddi olarak mı öneriyorsun?
Yüz ifadenizden ciddi bir mesele olduğunu anlayabiliyorum.
Tom'a çalışmalarını daha ciddiye almalarını söyledim.
Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.