Translation of "Dunkles" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Dunkles" in a sentence and their turkish translations:

Als "dunkles Zeitalter" bekannt ist.

Avrupa tarihinin çalkantılı bir döneminden geliyor .

Sie hat ein dunkles Geheimnis.

Onun karanlık bir sırrı var.

Er hat ein dunkles Geheimnis.

- Onun gizli bir sırrı var.
- O, karanlık bir sırra sahip.

Tom hat ein dunkles Geheimnis.

Tom'un karanlık bir sırrı var.

Maria hat schönes, dunkles Haar.

Mary'nin güzel koyu saçı vardır.

Maria hat dunkles, lockiges Haar.

Mary'nin kıvırcık siyah saçı var.

Tom hat dunkles, lockiges Haar.

Tom kıvırcık siyah saçlı.

Sie sucht ein dunkles, ruhiges Fleckchen.

Karanlık, sessiz bir alan arıyor.

Er hat dunkles Haar und dunkle Augen.

Onun koyu renk saçları ve koyu renk gözleri vardır.

Könnte ich bitte ein dunkles Bier bekommen?

Bir siyah bira alabilir miyim?

Weder Tom noch Maria haben dunkles Haar.

Ne Tom'da ne de Mary'nin koyu renk saçları var.

Maria hat langes, dunkles Haar und dunkle Augen.

Mary'nin uzun koyu renk saçları ve koyu renk gözleri var.

- Tom hat schwarze Haare.
- Tom hat dunkles Haar.

Tom'un koyu saçları var.

- Ich habe dunkle Haare.
- Ich habe dunkles Haar.

Koyu renk saçlarım var.

Der Arzt riet Tom, weniger dunkles Fleisch zu essen.

Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.

Teak ist ein dunkles Tropenholz, welches zur Möbelherstellung verwendet wird.

Tik ağacı mobilya yapmada kullanılan koyu bir ahşaptır.

- Tom hat schwarze Haare.
- Tom hat dunkles Haar.
- Toms Haar ist schwarz.
- Toms Haare sind schwarz.

Tom'un saçı siyah.