Examples of using "„einverstanden" in a sentence and their turkish translations:
Kime göre?
Tamam.
Kabul ediyor musun?
Pekala, anlaştık.
Bu görüşe katılıyor musun?
Aynı fikirde değil misin?
Tamam. Kabul ediyorum.
Onunla aynı fikirde misin?
Tom kabul eder.
- Katılıyor musunuz?
- Katılıyor musun?
- Kabul ediyor musun?
- Kabul ediyorum.
- Aynı fikirdeyim.
Herkes anlaştı.
Ben tamamen katılıyorum.
Onun onaylayacağından eminim.
Aynı fikirde değilim.
Benim için hava hoş.
Bu başarı tanımına ne ölçüde katılıyorsunuz veya katılmıyorsunuz?
Tom'un tavsiyelerine katılıyor musun?
Tamam! Bundan pişman olacaksın.
Onlar bu konuda anlaşacaklar.
Sen benimlesin, değil mi?
Tom ve Mary aynı fikirdeler.
Ben hiç katılmıyorum.
Ben ona katılma eğilimindeydim.
Bununla iyi değil misin?
Onun planını kabul ediyorum.
Onunla asla aynı fikirde değilim.
Taksiyle gidelim, Tamam mı?
O benim fikrimi kabul etti.
Onların dörtte üçü kabul etti.
Tom kabul etti.
Onlar aynı fikirdeler.
Anladın mı?
Onlara gerçeği söyleme, tamam mı?
Önerini kabul ediyorum.
Bizim planımız için uygun musun?
- Biz aynı fikirdeyiz.
- Katılıyoruz.
- Aynı fikirdeyiz.
Tom ve Mary anlaştılar.
Bunu kabul edebilirim.
Herkes kabul etti mi?
Ben onların planına katılıyorum.
Planınızı kabul ediyorum.
Onu asla kabul etmeyeceğim.
Ben onaylıyorum.
İlke olarak yanındayım.
Yeni yasayı onaylıyor musunuz?
Sizinle hiç aynı fikirde değilim.
Teklifimi kabul etmedi.
Tom ve Mary bu konuda aynı fikirde olacak.
Onun ebeveynleri nişanı onaylıyor.
Babanın onaylayacağını sanmıyorum.
Senin metodlarınla hiçbir şekilde aynı fikirde değilim.
- Ben aynı fikirde değilim.
- Aynı fikirde değilim.
- Ben katılmıyorum.
- Uygun bulmuyorum.
Bunlardan hiçbirini kabul etmedim.
Kesinlikle. Yirmi dakika içinde geri döneceğim.
Tom kabul etmedi.
Oglethorpe'un fikirlerinin hepsine katılmıyorlardı.
Tom onaylamıyor.
Tom bize yardım etmeye hazır olduğunu söyledi.
Tom her zaman aynı fikirdedir.
Hükümetin eğitim politikasına katılmıyorum.
Ben onun söylediklerine çoğunlukla katılıyorum.
Ben bu konuda iyiyim.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye anlatmayalım.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimselere söylemeyelim.
Onunla aynı fikirdeyim.
O, kiranın yarısını ödemeyi kabul etti.
Eğer bana sorarsan, buna katılmıyorum.
Tom'un söylediğine katılıyorum.
Sizinle hiç aynı fikirde değilim.
Benimle aynı fikirde misiniz?
Neden akşamı Tom'la geçirmeyi kabul ettin?
Birçok kişi yargıcın kararı ile aynı fikirde değildi.
Herkesin sizinle aynı fikirde olmasını beklemeyin.
İşteyken sigara içmekten kaçınmayı kabul ettik.
O benim fikrime katıldı.
Ona benimle gelmesini rica ettim ve o kabul etti.
Onunla aynı fikirde değilim.
Kabul etsende etmesende onu yapacağım.
Kabul ediyorum.
Tom Mary'nin gitmeyi kabul edip etmeyeceğini bilmiyor.
- Sen ne dersen de, ben bunu her şekilde yapacağım.
- Beğen ya da beğenme, ben bunu her şekilde yapacağım.
Senin iddialarını anlıyorum. Onlara katılmıyorum ama anlıyorum.
- Tom o konuda Mary ile anlaşamadı.
- Tom o konuda Mary ile aynı fikirde değildi.
Sana katılmıyorum.
Ben aynı fikirde değilim ve sana sebebini söyleyeceğim.
Sorun ebeveynlerimin kabul edip etmeyecekleridir.
Tom'un raporunda yazdığı şeye katılıyor musun?
Bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
- Sana katılmıyorum.
- Sizinle aynı fikirde değilim.
- Size katılmıyorum.
- Sizinle aynı görüşte değilim.
Sence Tom bunu kabul edecek mi?
Tom Mary'nin bir iş bulmasına yardım etmeyi kabul etti.