Translation of "Tiesi" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Tiesi" in a sentence and their turkish translations:

- Tomi tiesi sen.
- Tommi tiesi.

Tom bildi.

Tom tiesi riskit.

Tom riskleri biliyordu.

Mitä Tom tiesi?

Tom ne biliyordu?

Tomi tiesi sen.

Tom onu biliyordu.

- Tomi tiesi yllätysjuhlista kaiken aikaa.
- Tomi tiesi yllätysjuhlista koko ajan.

Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu.

Jopa Tom tiesi sen.

Tom bile onu biliyordu.

Tom tiesi kaiken Marystä.

Tom Mary hakkında her şeyi biliyordu.

Tomi tiesi meidän nimemme.

Tom adlarımızı bildi.

- Kaikki tiesivät.
- Jokainen tiesi.

- Herkes biliyordu.
- Herkes bilgi sahibiydi.

Tom tiesi, että Mari välitti.

Tom Mary'nin önem verdiğini biliyordu.

Tom tiesi mitä Mari halusi.

Tom Mary'nin ne istediğini biliyordu.

Hän tiesi mitä piti tehdä.

Ne yapması gerektiğini biliyordu.

Olin ainoa, joka tiesi siitä.

Bu konuda bilen tek kişi bendim.

Tom tiesi mitä tulisi tapahtumaan.

Tom ne olacağını biliyordu.

Tom tiesi, että hän oli vaikeuksissa.

Tom başının belada olduğunu biliyordu.

Tom tiesi, että Mari oli naimisissa.

Tom Mary'nin evli olduğunu biliyordu.

Tom tiesi, että Marilla oli poikaystävä.

Tom Mary'nin bir erkek arkadaşı olduğunu biliyordu.

Tom tiesi, miksi Mari läimäytti Jonia.

- Tom Mary'nin neden John'u tokatladığını biliyordu.
- Tom Mary'nin John'a neden tokat attığını biliyordu.

- Tom tiesi Marin.
- Tom tunsi Marin.

Tom, Mary'yi tanıyordu.

Tom tiesi, miksi kissa raapaisi Maria.

Tom kedinin neden Mary'yi tırmaladığını biliyordu.

Tom tiesi mitä oli pian tapahtumassa.

Tom ne olmak üzere olduğunu biliyordu.

Tom tiesi tarkalleen miltä Marystä tuntui.

Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyordu.

Tom tiesi, että Mari tunsi Jonin.

Tom Mary'nin John'ı tanıdığını biliyordu.

Tom tiesi, että Mari on opettaja.

Tom Mary'nin bir öğretmen olduğunu biliyordu.

Löysit tiesi korkeilta vuorilta tänne suojaisaan uomaan.

Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.

Lääkäri tiesi miten tällaisessa tilanteessa pitäisi toimia.

Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.

Tom tiesi miksi Mari halusi lopettaa töissä.

Tom Mary'nin neden işini bırakmak istediğini biliyordu.

Tom tiesi, että Mari oli uhannut Jonia.

Tom Mary'nin John'u tehdit ettiğini biliyordu.

Tom pystyi vain kertomaan Marylle mitä tiesi.

Tom Mary'ye sadece bildiğini söyleyebildi.

Tom tiesi ettei hänellä ollut tarpeeksi rahaa.

- Tom yeterince parası olmadığını biliyordu.
- Tom yeterli parası olmadığını biliyordu.

Tom tiesi että se, mitä hän teki, oli väärin.

Tom yaptığını yapmanın yanlış olduğunu biliyordu.

Tom tiesi että se, mitä hän oli tekemässä, oli väärin.

Tom yaptığının yanlış olduğunu biliyordu.

Tom tiesi, että hänen pitäisi opiskella ranskaa joka päivä, jos hän todella haluaisi oppia sitä.

Tom gerçekten onu öğrenmek istiyorsa her gün Fransızca çalışması gerektiğini biliyordu.

Tom tiesi että se, mitä hän oli tekemässä, oli väärin, mutta hän teki sen joka tapauksessa.

Tom yaptığının yanlış olduğunu biliyordu ama yine de onu yaptı.