Examples of using "Sano" in a sentence and their turkish translations:
İlaçlara hayır deyiniz.
Bir şey söyle!
Anne-babana benden selam söyle.
Bir şey söyle.
Ona benden selam söyle.
- Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
- Onu İngilizce söyle.
- Öyle söyleme.
- Öyle konuşma.
Onu Fransızca söyle.
Açıkça söyleyin.
Bana gerçeği anlat.
Beni ara İsmail.
Lütfen alfabeyi tersten söyle.
Onu Macarca söyle!
- Ona aptal demeyin.
- Ona idiot demeyin.
Kimseye bir şey söyleme.
Hiçbir şey söyleme.
Bunu tekrar söylemeyeceğim.
Hayır, hiçbir şey söyleme!
Bana beni sevdiğini söyle.
Bana moron deme.
Öyle olmadığını söyle.
Bana beni sevdiğini söyle.
- Söyle.
- Konuş!
- Konuşun!
- Sana söylemeyeceğim.
- Sana söylemiyorum.
Lütfen Tom'a bunun hakkında herhangi bir şey söyleme.
Müvekkilim başka bir söz söylemiyor.
- Bana gerçeği söyle.
- Bana gerçeği anlat.
Beni ara Tom.
Lütfen ona bir şey söyleme- Hiçbir şey söylemeyeceğim.
- Umarım aptalca bir şey yapmazsın.
- Umarım aptalca bir şey söylemezsin.
- Lütfen bana o kadar aptal olmadığını söyle.
- Lütfen bana bu kadar aptal olmadığını söyle.
Bana endişeli olduğunu söyledi mi?
Ona köpeğe yaklaşmamasını söyle.
Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
- Tom'u gördüğünde, ona merhaba dediğimi söyle.
- Tom'u gördüğün zaman ona selam söyleğimi söyle.
Sen kötü olduğunu söyleme. Hiç!
İleride pişman olacağın bir şey söyleme.
Bana endişe etmememi söyleme.
Benim adım James ama lütfen bana Jim deyiniz.
"Lütfen ona anlatma." "Hiçbir şey söylemeyeceğim."
Sadece bana şaka yaptığını söyle.
Ne yapmam gerektiğini bana söyleme.
Cevaplarının her zaman yanlış olduğunu söylemiyorum.
Ne diyeceğini bilmiyorsan, sadece "başsağlığı diliyorum" de.
Söyleyecek bir şeyin varsa, söyle.
Bunun Tom'un hatası olduğunu söylemiyorum.
- Yardım edebileceğim bir şey varsa söyle.
- Yardımcı olabileceğim bir şeyler varsa söyleyin.
Ben onun hatalı olduğunu söylemiyorum.
Bana sadece Tom de.
Bunu seni incitmek için söylemiyorum, ancak gerçek bu.
Lütfen cevaplayın.
- Söylemek için ne kadar da üzücü bir şey.
- Söylemek için ne üzücü bir şey.
Bana Tom'un partisine gitmediğini söyleme.
Hayır, bir şey söyleme! Tom'un bilmesini istemiyorum.
Ne söylersen söyle, Tom'un iyi bir adam olduğunu sanmıyorum.
O meşgul olduğunu söyledi.
Beni görmeye gelse bile, ona evde olmadığımı söyle.
Muhtemelen onu yeterince sık söylemediğimi biliyorum, ama seni seviyorum.
Onlar bunun bir kaza olduğunu söylediler.
- Tom'a telefonu almasını söyle.
- Tom'a telefon açmasını söyle.
- Tom'a telefonu açmasını söyle.
Başkalarının bilmesini istemediğin bir şeyi bana söyleme. Sır saklamada iyi değilim.
O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.
Bana bir taksi çağır.
Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"