Examples of using "Outoa" in a sentence and their turkish translations:
Bu garip.
Ne kadar garip!
Bu tuhaf.
Tuhaf bir şey oluyor.
- Bu acayip.
- Bu garip.
- O garip.
Garip.
Ne garip!
Bu çok ilginç bir şey Kusturica.
Tuhaf bir şey görmedik.
- Komik bir şey yapmaya çalışma.
- Komik bir şey deneme.
Onlar garip bir şey gördüler.
Bu gerçekten garip.
Çok garip.
O gerçekten garip.
Tom tuhaf bir ses duydu.
Gökyüzünde garip bir şey gördüm.
Bu sıra dışı.
Onun davranışı bazen tuhaftır.
Dün gece tuhaf bir rüya gördüm.
Bunun tuhaf olduğunu biliyorum.
Bütün bu benim için garip.
Tuhaf ama doğru.
Ben onun hiç garip olduğunu sanmıyorum.
Bunun biraz tuhaf olduğunu düşündüm.
Bu tuhaf.
Dün gece tuhaf bir rüya gördüm.
- Bu acayip.
- Bu tuhaf.
- Tuhaf.
Bu ne merak!
- Dün gece çok garip bir rüya gördüm.
- Dün gece çok tuhaf bir rüya gördüm.
Böyle tuhaf bir hikaye asla duymadım.
Sence de bu biraz tuhaf değil mi?
- Hayat ne kadar garip!
- Hayat ne kadar tuhaf!
Onun henüz gelmemiş olması tuhaf.
Tom tuhaf bir şey bulduğunu söyledi.
Çok tuhaf bir şey oluyor.
- Onun henüz gelmemiş olması tuhaf.
- Onun hala gelmemiş olması garip.
Tom onun garip olduğunu düşündü.
O garipti.