Examples of using "Koiraa" in a sentence and their turkish translations:
Köpeğe tekme atma.
Onun bir köpeği var mı?
Tom'un köpeğinden korkuyorum.
Köpeğe yaklaşmayın.
Benim üç köpeğim var.
- Bir köpeğim yok.
- Köpeğim yok.
Tom'un üç köpeği vardı.
O, o köpekten korkuyor.
Büyük köpek bebeği korkuttu.
Sen uzaktayken köpeğe kim baktı?
Senin bir köpeğin var mı?
Tom'un üç köpeği daha var.
Bana bir köpek gibi davranmayın.
Onun bir köpeği var mı?
Tom köpeğini kulağının arkasından kaşımak için eğildi.
Ona köpeğe yaklaşmamasını söyle.
Bir köpek bir kediyi ve bir kedi bir fareyi kovalar.
Köpeği gezdirir misin?
Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.
John'un köpeğini besleyemem. O çok yırtıcı.
Maria'nın bir değil, beş tane köpeği var!
O, bir köpek resmi yaptı.
İki köpeğim var. Biri beyaz; diğeri ise siyah.
Bir köpeğe bakıyordum. Ancak yine baktığımda bir kediye dönüşmüştü.
Bizim iki köpeğimiz var. Biri siyah ve diğeri beyaz.
Ben bu köpeği okşayamam. Beni ısırmasından korkuyorum.