Examples of using "Jokaisen" in a sentence and their turkish translations:
Herkes bir yerde olmak zorunda.
Tom'un her hareketini bilmek istiyorum.
Dans her kültürün güzel bir parçasıdır.
Bütün hayvanların çıplak gitmeleri gerekir.
Lee'nin ordusu her saldırıyı püskürttü.
Bu kitapların her birini okudum.
Herkes ayarlamak zorunda.
Her öğrenci saat altıya kadar okuldan ayrılmak zorundadır.
Küçük bir şehir. Herkes herkesi tanıyor.
Küçük bir okul. Herkes herkesi tanıyor.
Tom herkesle tokalaştı.
Yani soyları tükenmeye doğru giderken ölen her orangutanın başına gelenler
Herkes bunu yapmak zorunda.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Onun soğukkanlı havasına rağmen, söylediğin her şeyle yakından ilgileniyor.
Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA
Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.