Examples of using "Estää" in a sentence and their turkish translations:
Kemer pantolonunun düşmesini önler.
Onun olmasını engellemek zorundayım.
Sen beni durdurmaya çalışıyorsun.
Bunun olmasını durdurmaya çalıştım.
Hiçbir şey boşanmayı önlememeli.
Tom ona engel olamadı.
Büyük bir direk göl manzarasını engelliyor.
Hızlı nüfus artışını önlemeliyiz.
Bunun olmasını nasıl engelleyebilirim?
Kedimin kuşları öldürmesini nasıl önleyebilirim?
Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.
- Tom'un bunu yapmasının önüne geçemedik.
- Tom'un bunu yapmasına engel olamadık.
Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.
Tom'u durdurmaya çalıştığımı bilmeni istiyorum.
Tom Mary'yi onu yapmaktan durduramaz.
Hiç kimse benim Marika ile konuşmamı durduramaz.
Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.
Onları durduramadım.
Sanırım artık Tom'un seni rahatsız etmesini engelleyebilirim.
Tom'u durduramadım.
Bir yandan tehlike var, bir yandan da aşk sayesinde dikkatini o tehlikeden uzaklaştırabiliyorsun.
- Seni durdurmamıza izin verme.
- Sizi durdurmamıza izin vermeyin.
- Biz sana mâni olmayalım.
- Biz size mâni olmayalım.
Tom'u bugün çalışmaya gitmekten alıkoyamazsın.