Examples of using "äänet" in a sentence and their turkish translations:
Çocukların mutlu seslerini duydum.
Rüzgâr tüm sesleri boğuyor.
Teknelerin sesini duymuşlar.
Suyun içinde kambur balinaların inanılmaz seslerini duyabiliyorsun.
Biz uçakları bile duyduk.
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Bu, Florida'nın oyları tekrar sayması gerektiği anlamına geliyordu.
Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.
Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.