Translation of "Violinist" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Violinist" in a sentence and their turkish translations:

The violinist has excellent technique.

Kemancının mükemmel bir tekniği var.

He is a good violinist.

O iyi bir kemancıdır.

Tom is a fine violinist.

Tom iyi bir kemancı.

Tom is a good violinist.

Tom iyi bir kemancı.

Who's your favorite jazz violinist?

Favori jazz kemancın kim?

Tessa is a good violinist.

Tessa iyi bir kemancıdır.

Tom is a talented violinist.

Tom yetenekli bir kemancıdır.

Maria's late husband was a violinist.

Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.

Mr Smith is an eminent violinist.

- Bay Smith seçkin bir kemancıdır.
- Bay Smith ünlü bir kemancıdır.

Her late husband was a violinist.

Rahmetli kocası kemancıydı.

Tom became famous as a violinist.

Tom bir kemancı olarak ünlü oldu.

I hear you're a good violinist.

Sizin iyi bir kemancı olduğunuzu duyuyorum.

He is a good violinist, isn't he?

O, iyi bir kemancıdır, değil mi?

And to me, that's like telling a violinist,

Bana göre bu, bir kemancıya

The violinist waits for the signal to play.

Kemancı, çalmak için sinyali bekler.

She grew up to be a great violinist.

Harika bir kemancı olmak için yetiştim.

The performance by the young violinist was awesome.

Genç kemancının performansı harikaydı.

- Tom is a violinist.
- Tom is a fiddler.

- Tom kemancı.
- Tom kemancıdır.

Tom's father is a a well-known violinist.

Tom'un babası tanınmış bir kemancı.

And became arguably the greatest violinist of his generation.

ve kendi döneminin tartışmasız en iyi kemancısı oldu.

You never told me you were such a good violinist.

Böyle iyi bir kemancı olduğunu bana hiç söylemedin.

A violinist I know claims that he owns a Stradivarius.

Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu iddia ediyor.

A violinist I know says that he owns a Stradivarius.

Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu söylüyor.