Examples of using "Understands" in a sentence and their turkish translations:
Mary Çince'yi anlar.
O, Fransızca anlar.
Hiç kimse anlamıyor.
Tom anlar.
Hiç kimse beni anlamıyor.
Seni kimse anlamıyor.
O müzikten anlar.
O, Fransızca anlar.
- Hiç kimse beni anlamıyor.
- Kimse beni anlamıyor.
O, fizikten anlar.
Tom Fransızca anlar.
Tom, Mary'yi anlıyor.
- Kimse seni anlamıyor.
- Seni kimse anlamıyor.
Hiç kimse bunu anlamıyor.
O, Fransızca anlıyor.
Tom beni anlıyor.
Kimse bizi anlamıyor.
Tom onu anlıyor.
Mary Çince'yi anlar.
O onu anlar.
Tom müzikten anlıyor.
Tom fizikten anlıyor.
Bunu kim anlıyor?
Fadıl Arapçayı anlar.
Tom'un anladığını biliyorum.
Bayan Brown Japonca anlar.
O, sorunu anlıyor.
O, riskleri anlar.
O, tehlikeleri anlar.
Tom sorunu anlıyor.
Bunu hiç kimse anlamıyor.
Tom'un anlayacağını umuyorum.
Herkesin anladığına eminim.
Birinin anladığına memnun oldum.
- Kimse sizi anlamıyor.
- Hiç kimse sizi anlamıyor.
Tanrı da Esperanto'yu anlar.
Tom durumu anlar.
Tom sistemimizi anlar.
Tom pozisyonunuzu anlıyor.
Tom riskleri anlıyor.
Tom zaten onu anlıyor.
O şimdi seni anlıyor.
Tom dış ilişkileri anlıyor.
Tom eleştiriyi anlıyor.
Takım onu anlıyor.
Tom şimdi seni anlıyor.
Tom, Fransızcayı iyi anlıyor.
Tom muhtemelen Fransızca'yı anlar.
Kimse onu anlamıyor.
Tom'un anladığını sanmıyorum.
Tom kadınları anladığını düşünüyor.
Sanırım Tom şimdi anlıyor.
Tom'un Fransızca anladığından şüpheliyim.
Sanırım Tom beni anlıyor.
Jane düşünme tarzını anlar.
Sadece annem beni gerçekten anlar.
Neler olduğunu kimse anlamıyor.
Tom'un bunu anladığından eminim.
Tom'un onu anladığından eminim.
Tom'un anladığını düşünüyor musun?
Tom neyin ters gittiğini anlıyor.
Senin anlamadığını Tom anlar.
Tom oyun planını anlıyor.
Hiç kimse beni de anlamıyor.
Tom biraz Fransızca anlıyor.
Tom Mary'yi anladığını söylüyor.
Tom, Fransızca'yı anlıyor değil mi?
Mary kadınları anladığını düşünüyor.
Fransızca anlıyor, değil mi?
Tom'un hepsini anladığını düşünüyorum.
Tom'un onu anladığını sanmıyorum.
Kimsenin beni gerçekten anladığını sanmıyorum.
Fransızca anlayan birini arıyorum.
Sadece annem beni gerçekten anlar.
Nasıl hissettiğimi hiç kimse anlamıyor.
Mary, Tom'un iniş ve çıkışlarını anlar.
Tom ne olduğunu şimdi anlıyor.
Tom'un Fransızca anladığından oldukça eminim.
Anlayan tek kişi benim.
Kimse ne olduğunu anlamıyor.
En iyi arkadaşım beni gerçekten anlıyor.
Tom onu alır.
Tom artık ne olduğunu anlıyor.
Şimdi o benim ne demek istediğimi anlıyor.
Kimse neden bu kadar korktuğumu anlamıyor.
Leyla'nın onu anladığını sanmıyorum.
Sami onu anlamıştı.