Translation of "Shark" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Shark" in a sentence and their turkish translations:

The whale shark.

Balina köpek balığı.

They eat shark.

Onlar köpek balığı yerler.

The whale shark is the largest shark in the world.

Balina köpekbalığı dünyadaki en büyük köpek balığıdır.

The cookiecutter shark is the only type of parasitic shark.

Çörek-kapan köpekbalığı, parazit köpekbalığının tek türüdür.

I noticed... the shark.

Köpek balığını... ...fark ettim.

Tom speared the shark.

Tom köpekbalığını mızrakladı.

Tom is a shark.

Tom bir otlakçı.

Tom caught a shark.

Tom bir köpekbalığı yakaladı.

A shark devoured him.

Bir köpek balığı onu yiyip bitirdi.

Sami saw a shark.

Sami bir köpek balığı gördü.

It might be a shark.

O bir köpek balığı olabilir.

Is this cage shark-proof?

Bu kafes köpekbalığına dayanıklı mı?

Watch out for that shark!

Bu köpekbalığına dikkat et!

Look out, there's a shark!

Dikkat et, bir köpekbalığı var.

Next minute, the shark grabs her.

Sonra köpek balığı onu yakaladı.

He was attacked by a shark.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğradı.

Tom was attacked by a shark.

Tom bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğradı.

The shark is chasing the clownfish.

Köpekbalığı, palyaço balığını kovalıyor.

Hey there, boys! Where's that shark?

Hey, çocuklar! O köpekbalığı nerede?

Have you ever seen a shark?

Hiç köpekbalığı gördün mü?

Tom got attacked by a shark.

Tom bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğradı.

He has finally jumped the shark.

Sonunda köpekbalığını atlattı.

What if I see a shark?

Ya bir köpek balığı görürsem?

The whale shark feeds on plankton.

Balina köpek balıkları planktonla beslenir.

Sometimes called the "shark of the dunes."

"Kumul köpek balığı" olarak adlandırıldığı da olmuştur.

The next day... a big shark came...

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

The shark seized him by the leg.

Köpek balığı onu bacağından yakaladı.

He fell into the shark infested waters.

Köpekbalığı dolu suya düştü.

Many shark species are threatened with extinction.

- Birçok köpekbalığı türü yok olma tehdidi altındadır.
- Birçok köpek balığı türü yok olma ile tehdit ediliyor.

The princess was eaten by the shark.

Prenses köpekbalığı tarafından yenildi.

There was no sign of a shark.

Hiç köpekbalığı belirtisi yoktu.

A shark snapped the man's leg off.

Bir balina adamın bacağını kopardı.

And the shark, it's just been completely outwitted.

Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.

Shark fin soup is very popular in China.

- Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok popülerdir.
- Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok yaygındır.

The beach was closed due to shark sightings.

Plaj köpekbalığı görülmesi nedeniyle kapatıldı.

Tom lost his leg in a shark attack.

Tom bir köpek balığı saldırısında bacağını kaybetti.

"There's a shark in the water," she whispered.

"Suda bir köpekbalığı var "diye fısıldadı.

Suddenly we saw a shark swimming our way.

Aniden bizim yolumuzda yüzen bir köpekbalığı gördük.

Fortunately, the shark bite didn't hit any major arteries.

Neyse ki, köpekbalığı ısırığı herhangi bir büyük artere isabet etmedi.

My older brother borrowed money from a loan shark.

Ağabeyim bir tefeciden ödünç para aldı.

Have you ever seen a shark over three meters long?

Sen hiç üç metreden daha uzun bir köpek balığı gördün mü?

The shark tries to shake her off and is swimming away.

Köpek balığı onu üstünden atmaya çalışıyordu.

A shark is a fish while a dolphin is a mammal.

Yunus balığı bir memeliyken köpekbalığı bir balıktır.

The likelihood of being attacked by a shark is very low.

Köpekbalığı tarafından saldırıya maruz kalma olasılığı çok düşüktür.

Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.

Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

The chances of being attacked by a shark are very low.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğrama şansı çok düşüktür.

Burnt in my memory, this, like, huge shark just suddenly approaching her.

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

You'd be a fool if you borrowed money from a loan shark.

Bir tefeciden ödünç para alsaydın bir aptal olurdun.

- Tom said he saw a shark the other day when he was swimming.
- Tom said that he saw a shark the other day when he was swimming.

Tom geçen gün yüzüyorken bir köpek balığı gördüğünü söyledi.

The biggest croc on Earth does battle with the fastest shark on record;

Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.

Even though Tom knew he shouldn't, he borrowed money from a loan shark.

Tom almaması gerektiğini bilmesine rağmen bir tefeciden ödünç para aldı.

Can you help me find the shark that has swallowed my grandfather's dentures?

Dedemin takma dişlerini yutan köpekbalığını bulmamda bana yardımcı olur musun?

The skin of a shark is much rougher than that of a tuna fish.

Bir köpek balığının derisi bir ton balığınınkinden daha kabadır.

The chances of being attacked by a shark are very low, especially in a pool.

Bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğrama şansı çok düşüktür, özellikle bir havuzda.

They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean.

Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar.

And the next minute, the shark is actually clamped down on one of her arms, doing this terrifying death roll.

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

But the problem is, of course, she's gotta come back. On the other side, the shark picks up her scent again.

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.

The chances of dying from falling airplane parts are 30 times greater than the chances of being killed by a shark.

Düşen uçak parçalarından ölme olasılığı bir köpek balığı tarafından öldürülme olasılığından 30 kez daha büyüktür.

Then you just saw the shark swimming on the periphery, picking up her scent. And I thought, "Oh, no, this is this whole...

Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."