Translation of "Defend" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Defend" in a sentence and their turkish translations:

- Defend yourselves.
- Defend yourselves!

Kendinizi savunun.

- Defend yourselves.
- Defend yourself.

Kendini savun.

- Defend yourself.
- Defend yourself!

Kendinizi savunun!

- K.G: Five, defend. - Audience: Defend.

-K.G: Beş, savun. -Seyirci: Savun.

- Defend the church.
- Defend the Church.

Kiliseyi savun.

Defend yourself!

- Kendinizi savunun!
- Kendini savun!

And five: Defend.

Beş: Savun.

I'll defend Tom.

Ben Tom'u koruyacağım.

Don't defend Fadil.

Fadil'i savunma.

- Tom couldn't defend himself.
- Tom wasn't able to defend himself.

Tom kendisini savunamadı.

- You have to defend yourself.
- You need to defend yourself.

Kendini savunmak zorundasın.

They couldn't defend themselves.

Kendilerini savunamadılar.

I can defend myself.

Kendimi savunabilirim.

I won't defend Tom.

Tom'u savunmayacağım.

Tom would defend me.

Tom beni savunacak.

Let us defend our peace!

Huzurumuzu koruyalım!

I had to defend myself.

Kendimi savunmak zorundaydım.

We tried to defend ourselves.

Kendimizi savunmaya çalıştık.

I have to defend myself.

Kendimi savunmak zorundayım.

Tom tried to defend himself.

Tom kendini savunmaya çalıştı.

Jonathan Swift would defend me.

Jonathan Swift beni savunurdu.

Tom tried to defend me.

Tom beni savunmaya çalıştı.

We must defend our liberties.

Özgürlüklerimizi savunmalıyız.

Layla tried to defend Sami.

Leyla, Sami'yi savunmaya çalıştı.

We need to defend ourselves.

Kendimizi savunmamız gerekiyor.

How can we defend ourselves?

Kendimizi nasıl savunabiliriz?

You need to defend yourself.

Kendini savunman gerekiyor.

- We aren't able to defend ourselves.
- We won't be able to defend ourselves.

Biz kendimizi savunamayız.

Tom and Mary couldn't defend themselves.

Tom ve Mary kendilerini savunamadılar.

Mike knows how to defend himself.

Mike kendini nasıl savunacağını bilir.

Tom had to defend his reputation.

Tom itibarını savunmak zorunda kaldı.

One cannot defend oneself against stupidity.

Biri kendini aptallığa karşı savunamaz.

You cannot defend yourself against stupidity.

Kendini aptallığa karşı savunamazsın.

I'm not going to defend Tom.

Tom'u savunmayacağım.

I'm not trying to defend Tom.

Tom'u savunmaya çalışmıyorum.

I know how to defend myself.

Kendimi nasıl savunacağımı biliyorum.

I wasn't able to defend myself.

Kendimi savunamadım.

- Tom said he's ready to defend himself.
- Tom said that he's ready to defend himself.

Tom kendisini savunmaya hazır olduğunu söyledi.

- Tom and I won't be able to defend ourselves.
- Tom and I weren't able to defend ourselves.
- Tom and I aren't able to defend ourselves.

Tom ve ben kendimizi savunamayacağız.

Do whatever it takes to defend yourselves.

Kendini savunmak için ne gerekiyorsa yap.

Please defend me from such bad men.

Lütfen beni bu tür kötü adamlardan koru.

He was desperate to defend his reputation.

O, ününü savunmak için umutsuzdu.

Tom is learning how to defend himself.

Tom kendini nasıl savunacağını öğreniyor.

Tom taught Mary how to defend herself.

Tom Mary'ye kendini nasıl savunacağını öğretti.

Tom made no attempt to defend himself.

Tom kendini savunmak için hiçbir girişimde bulunmadı.

We have a right to defend ourselves.

Bizim kendimizi savunmaya hakkımız var.

I have a right to defend myself.

- Kendimi savunma hakkına sahibim.
- Kendimi savunma hakkım var.
- Benim kendimi savunma hakkım var.
- Kendimi savunmaya hakkım var.

This place will be difficult to defend.

Bu yerin savunulması zor olacaktır.

Tom didn't even try to defend himself.

Tom kendini savunmaya çalışmadı bile.

We are going to defend our country.

Biz ülkemizi savunacağız.

People have the right to defend themselves.

İnsanların kendilerini savunma hakları vardır.

We are ready to defend the country.

Ülkeyi savunmaya hazırız.

Tom has the right to defend himself.

- Tom kendini savunma hakkına sahiptir
- Tom'un kendini savunma hakkı var.

Tom had the right to defend himself.

- Tom kendini savunma hakkına sahipti.
- Tom'un kendini savunma hakkı vardı.

Tom had no chance to defend himself.

Tom'un kendini savunma şansı yoktu.

Why did you decide to defend him?

Neden onu savunmaya karar verdin?

Tom and I tried to defend ourselves.

Tom ve ben kendimizi savunmaya çalıştık.

Sami used excessive force to defend himself.

Sami kendini savunmak için aşırı güç kullandı.

Tom wants to learn to defend himself.

Tom kendini savunmayı öğrenmek istiyor.

Tom wanted to learn to defend himself.

Tom kendini savunmayı öğrenmek istedi.

Do you yearn to defend your own beliefs,

Kendi inançlarınızı savunmayı mı arzulamalıyız,

Defend. Hit with the heel of your palm,

Savun. Avucunun topuğuyla vur,

We must defend our freedom at all cost.

Ne pahasına olursa olsun özgürlüğümüzü savunmalıyız.

Paris did her best to defend her liberties.

Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

- Defend her from danger.
- Protect her from danger.

Onu tehlikeden koru.

Tom wanted to learn how to defend himself.

Tom kendini nasıl savunacağını öğrenmek istiyordu.

Can you teach me how to defend myself?

Kendimi nasıl savunacağımı bana öğretebilir misin?

Tom said he would strenuously defend the charges.

Tom suçlamaları şiddetle savunacağını söyledi.

Why are you so quick to defend Tom?

Tom'u savunmak için neden bu kadar hızlısın?

Every person has a right to defend themselves.

Her insanın kendini savunma hakkı var.

Paris did its best to defend its liberties.

Paris özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

Do not defend this racist and colonialist State.

Bu ırkçı ve sömürgeci devleti savunmayın.

Tom hired a good lawyer to defend him.

Tom kendini ​​savunmak için iyi bir avukat tuttu.

I really don't need anyone to defend me.

Kimsenin beni savunmasına gerçekten ihtiyacım yok.

Tom hired a good lawyer to defend Mary.

Tom, Mary'yi savunması için iyi bir avukat tuttu.

Tom wants to learn how to defend himself.

Tom kendini nasıl savunacağını öğrenmek istiyor.

Sami needs to know how to defend himself.

- Sami'nin kendini nasıl savunması gerektiğini bilmesi gerek.
- Sami'nin kendini nasıl savunması gerektiğini bilmesi lazım.

It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.

Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.

And you could barely defend them from your neighbours.

ve onları komşularınızdan zar zor savunabilirsiniz.

Young men and women fought to defend their country.

Erkek kadın herkes vatan müdafaası için savaştı.

We need to teach children how to defend themselves.

Çocuklara kendilerini nasıl savunacaklarını öğretmemiz gerek.

Apart from his parents, nobody would defend the suspect.

Anne ve babasının dışında, hiç kimse şüpheliyi savunmadı.

She's not here to defend herself against these accusations.

Bu suçlamalara karşı kendini savunmak için burada yok.

The natives have to defend their land against invaders.

Yerliler topraklarını istilacılara karşı savunmak zorundalar.

Tom and I have the right to defend ourselves.

Tom ve benim kendimizi savunma hakkımız var.

We have to defend our country from the foreign aggression.

Ükemizi yabancı saldırısından korumak zorundayız.

The militia was formed to defend citizens in an emergency.

Milis, acil bir durumda vatandaşları savunmak için kuruldu.

It's a fort built to defend the town from invasion.

Bu, şehri işgallerden korumak için güçlü bir yapıdır.

She didn't come here to defend herself against these accusations.

Kendini bu suçlamalara karşı korumak için buraya gelmedi.

But if they’re disturbed or provoked they will certainly defend themselves.

ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.

- Tom tried to defend Mary.
- Tom was trying to protect Mary.

Tom, Mary'yi savunmaya çalıştı.

- Tom knows how to defend himself.
- Tom knows how to assert himself.

Tom kendini nasıl savunacağını biliyor.

You had secular Turks for the first time in years defend Erdogan.

Yıllardır ilk kez laik kesim Erdoğan'ı savunmuştu.

Back to defend Warsaw, and missed the great battles of Eylau and Friedland.

Varşova'yı savunmak için geri çekildi ve Eylau ve Friedland'ın büyük savaşlarını kaçırdı.

- If you do this, you're mistaken.
- We are ready to defend the country.

Ülkeyi savunmaya hazırız.

Baibars personally led his contingent from the front, urging his men to defend their

Baybars bizzat adamlarını önden yöneterek ülkelerini işgalciye karşı