Translation of "Ligt" in Turkish

0.181 sec.

Examples of using "Ligt" in a sentence and their turkish translations:

Waar ligt Boston?

Boston nerede?

Waar ligt Australië?

Avustralya nerede?

"Waar ligt mijn kladblok?" "Het ligt op de stoel."

"Defterim nerede?" "Sandalyenin üstünde."

- Hongarije ligt in Centraal-Europa.
- Hongarije ligt in Midden-Europa.

Macaristan Orta Avrupa'da bulunuyor.

Rome ligt in Italië.

Roma İtalya'dadır.

Japan ligt in Azië.

Japonya Asya'dadır.

Thailand ligt in Azië.

- Tayland Asya'dadır.
- Tayland, Asya'dadır.

Damascus ligt in Syrië.

Şam, Suriye'dedir.

Damacus ligt in Syrië.

Şam, Suriye'dedir.

Italië ligt in Europa.

İtalya Avrupadadır.

Tunesië ligt in Afrika.

Tunus Afrika'da yer almaktadır.

India ligt in Azië.

Hindistan Asya'dadır.

Barcelona ligt in Spanje.

Barselona İspanya'dadır.

Toms appartement ligt overhoop.

Tom'un dairesi dağınık.

Dublin ligt in Ierland.

Dublin İrlanda'dadır.

Tom ligt in bed.

Tom yatakta.

Moskou ligt in Rusland.

Moskova Rusya'dadır.

Berlijn ligt in Duitsland.

Berlin Almanya'dadır.

Wenen ligt in Oostenrijk.

Viyana Avusturya'dadır.

Jazz, je ligt eruit.

Caz, sende dışarıdasın.

ligt nog steeds voor ons.

hâlâ önümüzde.

Kijk, hier ligt iets onder.

Bakın, bunun altında bir şey var.

Het ligt onder de stoel.

O, sandalyenin altında.

Tom ligt ziek in bed.

- Tom yatakta hasta yatıyor.
- Tom yatakta hasta uzanıyor.

Het ligt onder de tafel.

O, masanın altındadır.

Het ligt op de sofa.

O kanepenin üzerinde.

Jane ligt ziek in bed.

Jane yatakta hasta.

Uw boek ligt op tafel.

Kitabın masanın üstünde.

Hij ligt op de bank.

O, kanepede uzanıyor.

Haar as ligt hier begraven.

Onun külleri burada gömülüdür.

Frankrijk ligt in West-Europa.

Fransa Batı Avrupa'dadır.

Oostenrijk ligt in Centraal-Europa.

Avusturya, Orta Avrupa'da yer almaktadır.

Japan ligt in Oost-Azië.

Japonya Doğu Asya'dadır.

Waar ligt het Hakata station?

Hakata Garı nerede?

Japan ligt dicht bij China.

Japonya, Çin'e yakındır.

Keulen ligt aan de Rijn.

Köln, Ren üzerinde yer alır.

Zijn as ligt hier begraven.

Onun külleri burada gömülüdür.

Duitsland ligt in Midden-Europa.

Almanya Orta Avrupa'dadır.

Cuba ligt in Zuid-Amerika.

Küba Güney Amerika'da.

Tom ligt op zijn rug.

Tom sırt üstü uzanıyor.

De sinaasappel ligt op tafel.

Portakal masanın üstünde.

Wiens woordenboek ligt op tafel?

- Masanın üzerindeki kimin sözlüğü?
- Masanın üstündeki kimin sözlüğü?
- Masadaki sözlük kimin?

In welk land ligt Boston?

Boston hangi ülkede?

Hij ligt in zijn bed.

Yatağında uzanıyor.

Iedereen weet waar Australië ligt.

Herkes Avustralya'nın nerede olduğunu biliyor.

Zwitserland ligt in Centraal-Europa.

İsviçre Orta Avrupa'dadır.

- Er ligt een sinaasappel op de tafel.
- Er ligt een sinaasappel op tafel.

Masanın üzerinde bir portakal var

- "Waar ligt jouw boek?" "Op de tafel."
- "Waar ligt uw boek?" "Op de tafel."

"Kitabın nerede?" "Masanın üstünde."

Het ligt erg voor de hand.

o kadar da zor bir durum değil, haksız mıyım?

En het wrak ligt daar ergens.

Ve enkaz oralarda bir yerde.

Onder het ijs ligt het grondgesteente.

Buzun altında ana kayalar olur.

Op de tafel ligt een meloen.

Masanın üzerinde bir kavun var.

Je boek ligt op het bureau.

Kitabın masanın üstünde.

Wat ligt er op het bureau?

Masanın üstündeki nedir?

Er ligt een appel op tafel.

- Masanın üstünde bir elma var.
- Masada bir elma var.

Tom ligt in bed met koorts.

Tom ateş yüzünden yatakta.

Er ligt een sinaasappel op tafel.

- Masanın üstünde bir portakal var.
- Masanın üzerinde bir portakal var.

Het tafellaken ligt in de kast.

Masa örtüsü dolapta.

Een koekje ligt onder de tafel.

Bir kurabiye masanın altındadır.

Mijn huis ligt in een buitenwijk.

Benim evim banliyölerde.

Het woordenboek ligt op het bureau.

Sözlük masanın üstünde.

De tuin ligt achter het huis.

Bahçe evin arkasında.

De balpen ligt op het bureau.

Tükenmez kalem masanın üstünde.

Het boek ligt op de tafel.

Kitap masanın üstündedir.

De kat ligt op de mat.

- Kedi paspasta.
- Kedi paspasın üzerinde.

Ze ligt in bed met koorts.

O, ateşten dolayı yatakta.

Het kopje ligt op de tafel.

Fincan masanın üstünde.

De tuin ligt voor het huis.

- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.

Ik weet waar het geld ligt.

Paranın nerede olduğunu biliyorum.

De appel ligt op de tafel.

Elma masanın üstünde.

Frankrijk ligt ten zuiden van Engeland.

Fransa İngiltere'nin güneyindedir.

Mijn kamer ligt aan de straat.

Benim odam caddeye bakar.

Er ligt stof op de tafel.

Masada toz var.

Het zilver ligt op de tafel.

Gümüş masanın üstünde.

Ligt Sicilië erg dicht bij Malta?

Sicilya Malta'ya çok yakın mı?

Er ligt geen sinaasappel op tafel.

Masada bir portakal yok.

Er ligt sneeuw op de berg.

Dağda kar var.

Onze bril ligt op de tafel.

Gözlüklerimiz masanın üzerinde.

Je horloge ligt op het bureau.

Sizin saatiniz masanın üstünde.

Het geld ligt op de tafel.

Para masanın üzerinde duruyor.

Wim ligt nog steeds in coma.

Wim hâlâ komada.

Wat ligt er in de kluis?

Kasada ne var?