Translation of "Blind" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Blind" in a sentence and their turkish translations:

- Ben je blind?
- Bent u blind?
- Zijn jullie blind?

Kör müsün?

- Liefde maakt blind.
- Liefde is blind.

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

- Is je dochter blind?
- Is uw dochter blind?

Senin kızın kör mü?

Hij werd blind.

O kör oldu.

Tom is blind.

Tom kördür.

Ze werd blind.

O kör oldu.

Liefde maakt blind.

Aşk seni kör yapıyor.

Ik ben blind.

Ben körüm.

Tom werd blind.

Tom kör oldu.

Geluk is blind.

Şans kördür.

Ik ben niet blind.

Ben kör değilim.

Ik ben bijna blind.

Ben neredeyse körüm.

Tom is nu blind.

Tom şimdi kör.

Tom is niet blind geboren.

Tom doğuştan kör değildi.

Het arme meisje werd blind.

Zavallı kız kör oldu.

Hij was blind aan één oog.

- Bir gözü kördü.
- Bir gözce kördü.

Ze was blind, doof, en stom.

O, kör sağır ve dilsizdi.

Men zegt dat liefde blind is.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

Volgens de overlevering was Homerus blind.

Geleneğe göre, Homer görme özürlüydü.

Ik weet dat Tom blind is.

Tom'un kör olduğunu biliyorum.

Tom zei dat Mary blind was.

Tom Mary'nin görme engelli olduğunu söyledi.

Zonder bril is ze bijna blind.

Gözlük olmadan o âdeta kördür.

Zo zwak dat wij vrijwel blind zijn.

O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.

Hij is zo blind als een mol.

O bir köstebek kadar kördür.

De oude man is blind aan een oog.

Yaşlı adamın bir gözü kördür.

Beter een blind paard dan een lege halster.

- Kötürümden aksak, hiç yoktan torlak yeğdir.
- Kör at boş yulardan iyidir.

Zij kan zien... ...terwijl de guanaco vrijwel blind is.

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

Maar hier, in de duisternis, is hij vrijwel blind.

Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.

Door een verkeersongeval was hij aan één oog blind.

Trafik kazasında bir gözü kör oldu.

Zonder haar bril was ze zo goed als blind.

- Gözlüksüz o hemen hemen kördür.
- Gözlük olmadan o âdeta kördür.

Zonder zijn bril is hij zo blind als een mol.

O, gözlükleri olmadan bir yarasa kadar kördür.

Doordat haar ogen bedekt zijn met huid en vacht, is ze totaal blind.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Moeders hadden de gewoonte aan hun zonen te zeggen dat ze blind zouden worden als ze masturbeerden.

Anneler oğullarına mastürbasyon yaparlarsa kör olacaklarını söylerdi.

- Hé, jij kunt tikken zonder te kijken naar het toetsenbord. Cool zeg!
- Hé, jij kunt blind tikken. Prachtig!

Ah? Sen klavyeye bakmadan yazabiliyorsun. Bu harika!

Jane is dik en onbeschoft en rookt te veel. Maar Ken vindt haar schattig en charmant. Daarom wordt er gezegd dat liefde blind is.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.