Examples of using "حبل" in a sentence and their turkish translations:
Bir halatım var.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Tamam, halat hattından çıktık.
onların bugün bir yaşam sanşına ihtiyacı var.
belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,
Sonra paraşüt ipini tırmanış halatına bağlıyoruz.
Bir paraşüt ipiyle onu bağlayabilirsiniz.
Biraz paraşüt ipiyle onu bağlayabilirsiniz.
Paraşüt ipine ufak düğümler attım.
Bir halat üzerinde dengenizi sağlayıp karşıya geçiyorsunuz.
Paraşüt halatının içindeki iplerden
Sanırım burası için yeterli halatım var ama bu bir risk.
Sorun şu ki sadece 15 metre ipim var ve gelip buraya bir bakın.
Pekâlâ, bunu yuvarlayalım. Tamam, bu işte kullanabileceğimiz en iyi şey, paraşüt ipi.