Translation of "Dikiş" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Dikiş" in a sentence and their spanish translations:

Dikiş dikmeyi seviyorum.

Me gusta coser.

Dikiş dersleri alıyor.

Ella recibe clases de costura.

Dikiş elle yapılan iştir.

La costura es un trabajo manual.

Dikiş dikmekte çok iyisin.

- Eres muy bueno cosiendo.
- Se te da muy bien coser.

Annem dikiş işleriyle meşguldü.

Mamá estaba atareada cosiendo.

Ona beş dikiş gerekli.

Ha necesitado cinco puntos.

Dikiş ipliği ile oluşturulduğunu görecek.

y una pieza ininterrumpida de hilo de coser.

O çok iyi dikiş dikebilir.

- Ella sabe coser muy bien.
- Ella puede coser muy bien.

Doktor ona dört dikiş attı.

El médico le ha dado cuatro puntos.

Bir dikiş iğnen var mı?

¿Tienes una aguja de coser?

Annem bana dikiş makinesini verdi.

Mi madre me regaló su máquina de coser.

Mary çok iyi dikiş dikebilir.

Mary puede coser muy bien.

O, dikiş dikmekte çok iyi.

- Ella cose extraordinariamente.
- Es muy buena cosiendo.

Annem bana dikiş makinesini hediye etti.

Mi madre me regaló su máquina de coser.

İyi dikiş makinesini nereye koyduğumu hatırlayamıyorum.

No me puedo acordar de dónde puse la máquina de coser buena.

Annem bana bir dikiş makinesi verdi.

Mi madre me regaló una máquina de coser.

Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.

Al paciente solitario le daba placer coser.

Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı.

Mi abuela solía usar mucho su máquina de coser en el pasado.

O bana dikiş dikip dikemediğimi sordu.

Ella me preguntó si sabía coser.

Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok.

En esta habitación no hay suficiente luz para coser.

Dikiş dikmeyi bıraktı ve biraz çay içti.

Ella dejó de coser y tomó un poco de té.

İyi bir dikiş makinesini her yerde bulamayız.

No podemos encontrar una buena máquina de coser en ningún lado.

Tom Mary'ye bir dikiş makinesi satın aldı.

Tom compró una máquina de coser para Mary.

Büyükannem daha gençken dikiş makinesini çok kullanırdı.

Mi abuela solía usar mucho su máquina de coser cuando era joven.

Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.

- Compré una máquina de coser nueva.
- Compré una nueva máquina de coser.

Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.

A este paciente solitario le encanta coser.

O bir iğne ve iplik ile dikiş diker.

Ella cose con aguja e hilo.

Mary dikiş veya örgü hakkında hiçbir şey bilmaz.

Mary no sabe nada de coser o calcetar.

- Beş dikişe ihtiyacı oldu.
- Ona beş dikiş atıldı.

Ha necesitado cinco puntos.

- Nasıl dikileceğini biliyor musun?
- Nasıl dikiş dikileceğini biliyor musun?

¿Sabes coser?

Büyükannem üç yıl öncesine kadar dikiş makinesini çok kullanırdı.

Mi abuela solía usar mucho su máquina de coser hasta hace casi tres años.

Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.

Hay una máquina de coser y una tabla de planchar en el cuarto donde Tom solía dormir.